2019 Masa Tenisi Dünya Şampiyonası: Budapeşte’den geriye kalanlar
Alman süper yıldız Timo Boll, turnuvanın beşinci gününde gribal enfeksiyona yenik düştü ve turnuvadan çekilmek zorunda kaldı. Bu haber yalnızca taraftarları ve kendisini değil biz masa tenisi takipçilerini de bir hayli üzdü. Yıllar sonra çok iyi bir kura şansı yakalayan Boll’ün finale kadar tertemiz bir yoldan gidebileceği öngörülüyordu. Dünya 5 numarası Alman yıldızın, Çinli oyuncularla finale kadar karşılaşması da mümkün görünmüyordu.
Birçok sürpriz sonucun ortaya çıktığı bu turnuvada belki de tek erkeklerde şampiyon olacaktı... Ah Timo, şans bu kadar kapıyı çalmışken hastalanmak da neyin nesiydi!
Erken havlu
90’lı yıllardan bu yana bir dünya şampiyonalarında bu kadar sürpriz sonucun ortaya çıktığını ne görmüş ne de duymuştuk. Eh hâl böyle olunca da bu kadar sürpriz sonucu tahmin edebilmek için kâhin olmak gerekirdi.
Turnuva öncesinde birileri çıkıp "Tek erkeklerde dünya 1 ve 2 numaraları çeyrek finale dahi kalamayacak." dese, kahkaha atar ve o kişinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığını sorgulardık. Fakat Çinli yıldızlar Fan Zhendong ile Xu Xin “Hayaldi, gerçek oldu.” tadında maçlar çıkararak kâhinleri bile şaşırtacak sonuçlara imza attılar.
Fan Zhendong’un gününde olmadığı birçok maça şahit olmuştuk. Kendisinin bu tip maçlarda rakiplerinin iyi oyununa aldırmadan ve psikolojik üstünlüğe yenilmeden galibiyeti kaptığı çok olmuştu. Fakat dünya 9 numarası Liang Jingkun’a 4-2 mağlup olduğu son 16 turu maçında, file önünde çok rahat şekilde vurması beklenen backhand’leri ya dışarı attı ya da fileye taktı ve kendi sonunu hazırladı. Zhendong, beşinci sette maçı çevirecek bir hava yakaladıysa da belli bir noktadan sonra yaptığı hataları telafi edemeyeceğini anlayarak turnuvaya havlu attı.
Bir diğer sürpriz sonuç ise belki de turnuvanın kaderini baştan aşağı değiştirmiş oldu. Tek erkekler dünya 2 numarası Xu Xin, dünya 34 numarası Simon Gauzy’e öyle bir mağlup oldu ki, o gün belki de Çin'de yas ilan edilmeliydi. Bir Fransız’ın Xu Xin gibi bir cengâver karşısında rakibini küçük düşürücü sayılarla elde ettiği galibiyet, gerek turnuvanın havasını değiştirmesi gerekse de finale bir Avrupalı oyuncunun çıkması adına önemli bir mihenk taşı oldu.
Dünya 1 ve 2 numarasını bir anda kaybeden Çin takımı ve taraftarları ise bu sonuçlardan sonra Ma Long’un etrafında birleşerek, “diktatör”ün şampiyonluğa uzanan yolunun iyice aydınlanması adına önemli bir faktör oldular.
Diktatör üst üste üçüncü kez şampiyon
Çok değil, geçtiğimiz Şubat ayında Çin spor gazetelerini karıştırsak, “Ma Long’un Dünya Şampiyonası'na katılımı için hayal kurmayı bırakın, onun önümüzdeki yıl olimpiyatlara dahi katılması çok zor gözüküyor.” şeklinde yorumlarla karşılaşabilirdik.
Yedi aylık sakatlıktan dönen ve dünya sıralamasında 11’inciliğe kadar düşen bir oyuncu için o kara günlerin aslında bir "dinlenme molası" olduğunu, Long’un Budapeşte’de elde ettiği şampiyonlukla görmüş olduk.
Pazar günü Mattias Falck ile 2019 Dünya Şampiyonası finalinde karşılaşan Ma Long, ilk iki seti rahat bir şekilde almayı başardı. Üçüncü sette ise finale kadar boşuna gelmediğini göstermeye çalışan bir Falck izledik. Eğer karşısında Long değil de başka bir oyuncu olsaydı “Acaba mı?” diye düşünmekten geri duramazdık. Çünkü İsveçli yıldız öylesine sağlam bir geri dönüş sinyali verdi ve psikolojik üstünlüğü ele geçirdi ki, Ma Long'a çok basit yaptığı işleri bile unutturdu.
Backhand performansıyla altın bir kariyer çizen Long, Falck’in fiziksel dezavantajından faydalanıp file önü oyunları daha keskin hale getirerek erkekler şampiyonluğuna uzanmayı başardı.
Ma Long, bu zaferle birlikte Macar yıldız Victor Barna ve Çinli Zhuang Zedong'dan sonra tek erkekler dünya şampiyonluğunu üç kez üst üste kazanan üçüncü sporcu olmanın ayrıcalığına da ulaştı.
Beklenen şampiyonluk
Son beş dünya şampiyonasında üç bronz ve iki gümüş madalya ile çok defalar şampiyonluğun kıyısından dönen 28 yaşındaki Çinli yıldız Liu Shiwen, bu kez şeytanın bacağını kırdı.
Bunca yıldır edindiği tecrübeyle şampiyonluğu sırtlayan Shiwen, finale kadar geldiği zorlu yol sonrası şampiyonluğu hak eden isim olarak öne çıkıyordu.
Chen Meng ile oynadığı final maçında ilk seti kaybettikten sonra takipçilerin zihninde "Bir kez daha kara deliğe düşüp yine gümüş madalya ile yetinecek." düşüncesi oluştu. Ancak Shiwen öyle bir geri dönüşe imza attı ki, oyunun beşinci setinde inanılmaz bir seviyeye çıkarak final maçları tarihinde 11-0’lık bir oyun elde eden ilk oyuncu olmayı başardı.
Maçın bitimiyle birlikte gözyaşlarına hâkim olamayan 28 yaşındaki şampiyon, “Bu kadar yaklaşmışken dünya şampiyonu olmayı hak ettiğimi düşünüyordum. Geçmişte iki final kaybederek bu fırsatı kaçırmıştım. Bazı zamanlar yeteneğimden şüphe ettiğim de oldu. Hatta pes etmeyi bile düşündüm. Ama sonunda bunu başardım ve artık şampiyonum.” sözleriyle duygularını dile getirdi.
Birkaç cümle ile Budapeşte’de bir hafta
- Çin, beşinci defa tüm klasmanlarda şampiyonluklara ambargo koydu. (Tek erkekler/Tek kadınlar/Çift erkekler/Çift kadınlar/Karışık çiftler)
- Mattias Falck, Jan-Ove Waldner’den sonra dünya şampiyonası finali oynayan ilk İsveçli sporcu oldu. (1997)
- Çift erkeklerde final oynayan Rumen Ovidiu Ionescu ve İspanyol Alvaro Robles ülkelerine tarihteki ilk dünya şampiyonası madalyalarını kazandırdılar.
- Liu Shiwen tek kadınlar yarı finalinde Ding Ning’e, finalde ise Chen Meng’e beşinci setlerde tek bir sayı dahi vermedi. (11-0)
- Adriana Diaz, tek kadınlarda üçüncü tura ulaşarak Latin Amerikalı sporcular arasında en yüksek noktaya ulaşan isim oldu.
- 19 yaşındaki Güney Koreli sporcu An Jaehyun, kariyerinin ilk dünya şampiyonasında yarı finale çıkmayı başardı.
- Liu Shiwen, tek kadınlar ve karışık çiftler; Ma Long ise tek erkekler ve çift erkekleri kazanarak turnuvadan iki altın madalyayla ayrılan isimler oldular.
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle