Büyük ekonomilerde iyileşme zaman alacak

Büyük ekonomilerdeki tarihi daralmadan geri dönüş için uzun bir zaman gerekiyor

FINANSGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

OECD üyesi ülkeler son altı yılın ekonomik çıktılarda gerçekleşen en kötü düşüşüyle mücadele ediyor, devam eden korona virüs pandemisi iyileşme sinyallerine gölge düşürüyor. Dünyanın en büyük ekonomileri, çarşamba günü açıklanan verilere göre, en azından son altı yılın en büyük daralmasını yaşıyor. Korona virüs pandemisinin devam ediyor olması da, ekonomilerin pandemi öncesi döneme geri dönmesi için uzun bir yol kat etmesi gerektiği anlamına geliyor.

İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı’nın çarşamba günü yaptığı açıklamada, 37 üye ülkenin toplam ekonomik çıktılarının, ilk çeyreğe kıyasla ikinci çeyrekte %9,8 düştüğünü söyledi. Bu verilerle üye ülkelerin ekonomilerinin, kayıtların başladığı 1960 yılından bu yana en büyük düşüşü yaşadığı görüldü. Ekonomik çıktılardaki bir önceki büyük düşüş, 2009’un ilk çeyreğinde, küreel ekonomik kriz zirvedeyken, %2,3 olarak kaydedilmişti.

Anketler ve diğer veriler, ekonomik aktivitenin mayıs ayında iyileşme göstermeye başladığına işaret ediyor. Bu da ülkelerin korona virüsün yayılımını kontrol altına almak için getirdikleri kısıtlamaların bir kısmının kaldırılmasıyla gerçekleşti. Ekonomistler, eylül ayına kadar devam edecek olan çeyrekte güçlü bir geri dönüş beklentisi içinde. Bu beklentinin kaynağında ikinci çeyrekte en büyük kısıtlamaları uygulayan ülkelerin ticari aktivitelerine geri dönüyor olması yatıyor.

Ancak yükselen vaka sayıları ve yeni getirilen kısıtlamaların büyümeyi baskıladığı ve korona virüs için bir aşı bulunana kadar bu baskının devam edeceği düşünülüyor.

Swiss Re’nin baş ekonomisti Jerome Jean Haegeli, “küresel ekonomi geri dönüyor, en kötüsü muhtemelen geride kaldı” dedi. “Ancak durum ciddi. Kayıp kayıptır.”

Gayrisafi yurt içi hasılasında en büyük darbeyi alan ülke, %20,4’lük bir düşüş yaşayan İngiltere oldu. Bu oran ABD tarafından açıklanan %9,5’lik düşüşün neredeyse iki katı. Finlandiya ise, Güney Kore’nin %3,3’lük düşüşünden biraz daha az farkla, %3,2’yle en küçük düşüşü yaşadı. Tam tersine OECD üyesi olmayan Çin’in ekonomisi %11,5 genişleyerek, virüsün etkilerini ilk gören, ekonomisini en önce kapatan ve kısıtlamaları ilk kaldıran ülke olmasının sonucunu gösterdi.

OECD haziran ayında yaptığı açıklamada,  korona virüste ikinci dalga önlenebilirse,  küresel ekonomide %6’lık daralma beklediğini söylemişti. Ancak diğer yandan pandemide yaşanacak yeni bir yükselişin, %7,6’lık daha derin bir daralmaya yol açacağı ve 2021 için öngördükleri kısmi iyileşmeye darbe indireceği konusunda uyarıda bulunmuştu.

Bazı ülkelerde vaka sayılarının yeniden artış göstermesiyle birlikte, yeni kısıtlamaların getirdiği kayıplara ek olarak, ekonomilerde iyileşmenin hızını, işsizlik rakamları ve iflaslar belirleyecek.

Hükumetler geçtiğimiz aylarda hem şirketler hem de hane halkı için büyük miktarlarda destek sağladı. Ancak endişelerden biri, ekonominin iyileşmesi tamamlanmadan bu desteğin kesilmesi. ABD’de meclis üyeleri yeni bir ekonomik teşvik paketi müzakerelerinde uzlaşmaya varamadı. Uzlaşmaya vardıklarında ise, bu gecikme büyüme üzerinde olumsuz etki bırakacak.

Bank of Amerika’nın Ekonomik Araştırma Başkanı Ethan Harris Wall Street Journal’a yaptığı açıklamada, “bir sonuca varsalar bile bunun bir bedeli olacak” dedi.

Avrupa’daysa pandemiden en büyük darbe alan ekonomilerin hükumetleri şimdiden yüksek miktarlarda borçlanmayla karşı karşıya. Avrupa Birliği yardım konusunda karar aldı ancak bu da 2021’den önce gerçekleşmeyecek.

Merkez bankalarının daha fazla müdahalede bulunabileceği tahmin ediliyor. Bu hafta yapılacak olan Jackson Hall toplantısında, yüksek ihtimalle bu yardımın hangi koşullar altında gerçekleştirilebileceği tartışılacak.

Ancak bu tip desteklerin, orta vadede büyümeye darbe indirebileceğine dair endişeler var. Destek olmadan varlığını sürdüremeyecek şirketlerin, devamlılığını sağlamanın doğru olup olmadığı tartışılıyor.

Swiss Re’den Haegeli, “en büyük risklerden biri bir çıkış stratejimizin olmaması” dedi. “Dinamik kapitalizmi ayakta tutmalıyız.”

Kaynak:         finansgundem.com