Erzurumlu İbrahim Hakkı - Marifetname/35
ÜÇÜNCÜ BAHİS
Uzuvların hareketleri keyfiyetini, adalelerin mahiyetini, cüzlerini,
metanet ve özelliklerini üç bölümde ayrıntılı olarak bildirir.
BİRİNCİ BÖLÜM
Adalelerin diziliş keyfiyetini, onlarla baş ve boyunda bulunan hareketleri
yedi madde ile açıklar.
Birinci Madde
Adalelerin dizilişini ve onlarla hâsıl olan hareketleri topluca bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: İnsan bedeninde
mevcut olan dörtyüzyirmi tane irade-i ihtiyarî hareketin tamamı sinirler
vasıtasıyle yürekten dimağa, ondan uzuvlara ulaşan kuvvetle hâsıl olup,
hareketli azanın temeli bulunan sert kemikler ile ince sinirlerin bitişmesi
uyumsuz olduğundan yaratıcı olan Allah, inayeti ile lutfedip, uzuv
kemiklerinden sinire benzer bağlar bitirip; sinirler ile tek bir şey gibi
toplamış ve birleştirmiştir. Bağlar ile sinirlerden bileşen baş, beyin e
omuriliğin hacimleri tahammülünce çıktığı yerde ince bulunup, özellikle
uzuvlara bölünüp ve yayıldığına her bir kemiğin payı, oldukça ince zayıf
olup, asıl çıkış yerinden uzaklaştıkça bozuşumu ortaya çıktığı için
yaratıcı Allah, hikmeti ile tedbir edip, sinirlerle bağlardan bileşen
uzuvları az yaratmakla kalın edip, aralarını et ile doldurup, zar ile perde
çekip, sinir cevherinden olan belkemiğini ortasında korumuştur. Şu halde
bunun hepsi sinirden, liften, etten ve zardan meydana gelmiş bir uzuv
olmuştur ki, ona adale derler. Bu adale toplandığında kısalır. Ondan uzuv
tarafına giden kirişi çeker. O durumda o uzuv buruşup, çekilmiş olur. Yine
bu adale kendi yayılması ile uzadığında, o kiriş gevşer. O vakitte, o uzuv
açılıp, uzar. İradî hareketlerin hepsi bu keyfiyetle hâsıl olup, çeşitli
nevilerle yerine göre suret bulur.
İkinci Madde
Yüz adalelerinin bazılarını ve onlarla hâsıl olan hareketleri bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Yüz adaleleri,
onda olan hareketli uzuvların hareketleri sayısınca bulunmuştur.
Yüzün hareketli uzuvları, alın, göz, göz kapakları, yanaklar, burun uçları,
alt çene ve dudaklardır.
Alnın hareketi, ince, geniş ve örgütlü bir adale iledir. Bu adale, alnın
derisi altında yayılmış olup, ona bir derece karışmıştır ki, alnın
derisinden bir cüz olup, ondan tecridi imkansız bulunmuştur. Alnın derisi
adaleden hareketli olan uzva kiriş bitişmiştir. Bu adalenin toplanması ile
iki kaş kalkıp, gevşemesi ile inip, göz kırpmalarına dahi yardımcı
kılınmıştır.
Gözbebeği ki, gözün içindedir. Onu hareket ettiren altı adaledir. Dördü,
gözün dört tarafındadır ki, her biri göz bebeğini kendi yönüne hareket
ettirmişti. ikisi, gözün gerisinde yani kaykacında korunmuştur. Onlarla göz
bebeğinin daire üzere olan hareketi bulunmuştur. Gözbebeğinin gerisinde
bir adale vardır ki, açıklanacak içi boş sinire dayanak olup, ona kendi
perdeleri ile metânet veriştir. Onu yumrulaşma sırasında gevşemekten men
ile zaptetmiştir Fakat gözün üst kapakları hareketi ile maksat tama olup,
gözün yumulması gerçekleştiğinden alt kapakları hareketine gerek
kalmamıştır. Hakk'ın inayeti ise mümkün oldukça âletlerin azalmasına sarf
olunuştur. Zira ki, âletlerin çokluğunda âfetler çok bulunmuştur. Üst kapak
sakin olup, alt kapağın hareketli olması mümkündü. Lakin Hakîm olan
Allah'ın inayeti, işleri çıkış yerine daha yakın olmakla sinir ona
ulaştığında bükülme ve değişime muhtaç olmadığı bilinir. Üst kapak için
gözün açılması sırasında kalkma hareketi ve kapanması vaktinde inme
hareketi gerekip, kapanma ise aşağı tarafa çeken adalelere muhtaç
olduğundan gözün iki tarafında iki adale yaratılmıştır ki, göz kapağını
aşağıya çeker bulunmuştur. Göz kapağının açılması için ortasına bir adale
inip, kirişinin tarafı kapağının tarafına yayılmıştır ki, o kısılıp
toplandığında gözün açılması hâsıl olur. Onun için bir adale yaratılıp,
doğru inip, kapağın iki perdesi arasında kıkırdak gibi geniş bir cisim
olup, kirpiklerin bittiği yerin atında yayılmıştır. Göz kapağı, göz
bebeğini korumak için ve kirpikler onu tozlardan korumak için
yaratılmıştır. Şu halde bütün beden azaları, nice hikmetler ve faydalar
için yaratılmıştır.
Üçüncü Madde
Yanakların, dudakların ve burun kanatlarının hareketlerine vesile olan
adaleleri bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Yanağın iki
hareketi vardır. Biri, alt çeneye tâbidir. Biri, dudağa ortak olarak, diğer
bir uzvun hareketine tâbi olan kendi hareketidir. Onun için yanak ile o
uzvun müşterek bir adaleleri vardır. O adale her bir tarafta geniş olup, bu
isim ile bilinmiştir. Bu iki hareketin iki adalesinin her biri, dört cüzden
bileşik bulunmuştur. Zira ki her birine dört yerden lif gelmiştir. Bir cüzü
köprücük kemiğinden çıkıp, sonları iki dudağın iki tarafına, alt taraftan
bitişik olup, ağzı yana ve aşağıya çekmiştir. İkinci cüz, iki tarafta,
böğür ve köprücük kemiğinden çıkıp, lifleri yanlara gitmiştir. Sağdan
çıkan, soldan çıkanla kesişip, geçmiştir. Şu halde ağdan gelen lif, dudağın
sol alt tarafına ve soldan gelen lif, onun üst sağ tarafına yetmiştir. Bu
iki lifin toplanmasıyle, ağız daralıp, dudaklar ön tarafa gelir. kesenin
ipliği, kendi ağzını topladığı biçimde olur. Üçüncü cüz, omuzda olan kemik
yanında bitip, o adalenin bitiştiği yerin üstünde bitişmiştir Dudağı iki
tarafa eşit ve imale ile meyilli kalmıştır. Dördüncü cüz, boyundaki
susamcıklardan gelip, iki kulak hizasından geçip, yanak cüzlerine
ulaşmıştır. Çizgi, onunla öyle açık harekete gelmiştir. O harekete dudak
dahi uymuştur.
Dudağın adalelerinin biri, yanak ile müşterek olan adaledir ki,
açıklanmıştır. Dudağa mahsus adaleler dört bulunmuştur. İkisi, elmacık
kemikleri üzerinden galip, dudağın iki tarafına bitişmiştir. iki adale dahi
aşağıdan gelip, dudağa ulaşmıştır. Dudağın hareketinde bu dördü yeterli
olmuştur. Zira ki, bu adalelerin her biri tek başına hareket ettiğinde,
dudağı kendi tarafına hareket ettirir. İkisi iki taraftan beraber hareket
etseler, dudak iki tarafa yayılıp gider. Dördü birlik hareket etseler,
dudağın hareketleri dört tarafa tamam olup, kusuru kalmaz. Bunlardan gayrı
onun hareketi olmaz. Müşterek olan adalelerin etrafı dudağa bir derece
kaynaşmıştır ki, onun cevheri olan etten fark olunmaz.
Burun kanatlarıdır ki, ikisine iki küçük sağla adalenin birleşmesi âdildir.
Küçük olduklarına, çok hareketli olan yanak ve dudağın adalelerini
yerlerinin lüzum ve genişliği yol açmıştır. Sağlam oldukları, onlarda kemik
olmadığındandır. Bu iki adalenin çıkış yeri elmacık kemikleri tarafında
bulunmuştur. Zira ki, elmacıkların lifine karışmış olup, burun kanatlarını
o tarafa hareket ettirir bilinmiştir. Hepsi Allah'ın hikmeti ile
konulmuştur.
Dördüncü Madde
Alt çenenin hareketini, faydalarını ve adalelerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Üst çene
hareket etmeyi, alt çene hareketli olduğunda nice faydalar vardır. Biri
budur ki, en hafif olanın hareketi uygun ve kolaydır. Biri budur ki,
hareketle zahmet çeken uzuvları kuşatmayanı hareket ettirmek daha doğru ve
daha güzeldir. Biri budur ki, üst çene sakin olduğundan, mafsalı ile
mafsal ucu metin ve sağlamdır.
Hareketli olan alt çenenin üç hareketi vardır ki: Biri ağzı açma
hareketidir. Biri kapama hareketidir. Biri çiğneme ve öğütme hareketidir.
Açma hareketi, çeneyi aşağıya indirir. Kapama hareketi, çeneyi yukarıya
kaldırır, öğütme hareketi, çeneyi iki tarafa meyil ile döndürür. Şu halde
kapama için iki adale yaratılmıştı ki; üst taraftan inip, çeneyi yukarıya
çekerler. İnsan çenesi hafif olup, hayvan gibi kesme ve koparmaya fazla
muhtaç olmadığından bu iki adalenin miktarı küçük yaratılmıştır. Oldukça
yumuşak olan beyin cismi ki, bunların çıkış yerleri kılınmıştır. Beyine
yakın oldukları için bunlar dahi yumuşak bulunmuştur. Zira ki bu adalelerle
dimağ arasında ancak bir kemik yaratılmıştır. Dimağdan çıktıkları yer
yanında bir çift kemik içinde o yaratıcı Allah bunları defnedip, perdeden
geçirmiştir. Ta ki, bu kemik sinirlerin başlangıç yerinden uzaklaşmakla
cevherleri bir miktar sertleşmiş olsun. Bu iki adaleden her birinin birer
büyük kirişi vardır ki,alt enenin kenarını çevirmiştir. Toplandıkça o çeneyi
yukarı kaldırıp, üst çeneye bitiştirirler. Bu iki adaleye iki adale dahi
yardımcı olmuştur ki, onlar ağzın içinden gelip alt çenede boşluğa
inmiştir. Ağzın içinden gelen adalelerden biten kirişlerin metanetleri için
ortalarından çıkmıştır.
Ağzın açılması ve çenenin indirilmesi, adalelerinin lifleri kulağın
arkasında olan ebriye çıkıntılarından inip, toplanıp, tek bir adale
olmuştur. Ondan ziyade sağlamlık için kısa ve halis bir kiriş oyup, çene
kemiğine ağlanacak yerde bitişip, birleştiğinde çeneyi arka tarafa çekip
aşağıya indirici olur. Çünkü bu çenenin tabii ağırlığı inişine yardımcı
kılınmıştır. Şu halde ona iki adale kifayet edip, başka bir yardımcıya
ihtiyacı kalmamıştır.
Çiğneme ve öğütme için iki adale yaratılmıştır ki, her tarafta birer üçgen
adale bulunmuştur. Kaçan açılarının darı olan tarafı elmacık kemiğine
girse, iki kenarı uzayıp; biri alt çeneye iner ve biri çift kemiğe
yükselir. Üçgenlerin tabanları, aralarında düz olarak birleşip, her bi açı,
kendi yerine gider. Ta ki sözü edilen üçgen adalesinin toplanmasından,
muhtelif yönleri meydana gelip, çiğneme ve öğütme onunla hâsıl olsun.
Beşinci Madde
Baş ve boyunun hareketlerini ve adalelerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Baş için
kendine özgü hareketler vardır Boğazın beş kemiğiyle dahi ortak hareketleri
vardır ki, başın eğilmesine boynun eğilmesi denir. Bu iki tür hareket ki,
özel ve ortaktır. Her biri ya ön tarafa veya arka tarafa doğrudur. Veya sağ
tarafa eğik veya sol tarafa eğiktir. Kâh bu iki tür hareket arasında iltiat
doğar ki, daire şeklini bulur.
Başın aşağı düşmesi ve kendine has olan hareketinin iki adalesi vardır.
Başın iki nahiyesinden gelmiştir. Zira ki lifleriyle yukarıda kulak
gerisinden ve aşağıda böğür kemiğinde çıkıp, tek bir bağlantı gibi olup,
başa çıkmıştır. Şu halde eğer biri hareket eylese, başı, o tarafa eğik ve
düşük eder. İkisi birlikte hareket etseler, baş, itidal üzere ön tarafa
düşmüş olur.
Baş ile boyunu birlikte ön tarafa eğer adaleler bir çiftti ki, yemek borusu
altında konulmuştur. Birinci omura ve ikinci omura ulaşıp, onarla kaynaşmış
bulunmuştur. Şu halde, eğer yemek borusuna yakın olan cüzleri toplandıysa,
baş aşağı düşer. eğer omurlara kaynaşmış olan cüzleri dahi toplandıysa,
boyun da ön tarafa eğik olur.
Başı geri tarafına kaykıltan adaleler dört çifttir ki, açıklanan bir çift
adalenin altında örtülmüştür. Bu çiftlerin bitiş yeri,mafsalın üstünde
bulunmuştur. Bir çift, birinci omurun iki kanadına gelmiştir. Bir çifti,
ikinci omurun sensenesine (susamsı) bitişik olmuştur. Bunun özelliği, başın
eğilmesini, kaykılma sırasında düz edip, tabii haline getirmektir. Dördüncü
çiftin başlangıç yeri, onların üzeri olup, üçüncü çiftin altında dıştan
yana geçip, birinci omurun kanadına gelmiştir. iki önceki çift, başı iki
tarafa meyilsiz geri tarafına döndürürler. Üçüncü çift, başı, düz tutar.
Dördüncü çift, başı, eğik olarak geri tarafa döndürür.
Başı, boyun ile birlik geri tarafına eğer adaleler dört çifttir ki, üç
çifti, dördüncünün altında örtülü olup, o, onları kuşatmıştır. Bu dördüncü
çiftin her biri bir üçgendir ki, tabanı, dimağın bir başka kemiği olmuştur.
Onda olan, boyuna inmiştir. Bunun altında yayılmış olan üç çiftin birisi,
boyun omurlarının iki tarafıyle aşağıya inmiştir. Bir çifti, fazlaca
kanatlara meyl ile gitmiştir. Bir çifti dahi omurların iki tarafıyle,
kanatların arasını bağlamıştır.
Başı, iki tarafa meylettiren adaleler iki çifttir ki, baş mafsalına
bitişmiştir. Bir çiftin yerleri, öndedir ki, onun biri baş ile ikinci
omurun arasını, sağ taraftan; biri sol taraftan birleştirmiştir. İkinci
çiftin yeri, arkadır ki, onun biri, baş ile birinci omurun arasını sağ
taraftan, biri sol taraftan toplamıştır. Şu halde bu dört adalenin, hangisi
toplanıp, kısalırsa, baş, onun tarafına meyleder. Bunların hangi ikisi bir
tarafta beraber toplanıp, kısılırsa, baş onların tarafına dümdüz meyl eder.
Eğer bunların dördü birlikte hareket ederse, baş, yerinde düz olarak sâkin
olur. Bu adale, diğer adalelerden küçüktür. Lakin yerleri yakın ve
düzenleri sair adalelerin altında muntazam olduğundan, büyük adalelerin
görevini görmüşlerdir.
Altıncı Madde
Sesin yeri olan hançerenin kıkırdaklarını, adalelerini ve hareketlerini
bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Hançere,
kıkırdaktan bir uzuvdur ki, ses için âlet yaratılmıştı. Bu hançere üç
kıkırdaktan oluşmuştur. Biri o kıkırdaktır ki, boğazın önünde ve çenenin
altında, hissedilen ve dokunulandır. onun içi çukur, dışı yumru olduğundan,
ona: Kalkan derler. İkinci kıkırdak, onun gerisinde, boğaza yakın konulup,
boğaza raptolunmuştur. Üçüncü kıkırdak, ikinci üzerinde tas gibi kapanmış
olup, ikinciye bitişip, kalkana bitişiksiz kavuşmuştur. Kapanmış kıkırdak
ile bitişik olduğu ikinci arasında çukurlu bir mafsal vardır ki, ikinci
kıkırdağın iki çıkıntısı o iki çukura girip, hançerenin daralma ve
genişlemesinde, birbirinden uzaklaşır ve birbirine ayrı düşerler. ikinci
kıkırdağın, kalkan kıkırdak üzerine kapanma ve kavuşmasıyle ve odan
uzaklaşmasıyle hançerenin kapanması ve açılması bulunur. Hançere önünde
üçgen bir kemik vardır ki, yunanca lam şeklinde olduğundan, ona: Lam kemiği
denilmiştir. Nitekim kemiklerle açıklanmıştır. Bu kemiğin faydası budur ki:
Hançereye dayanak olup, onun latif adaleleri bundan çıkmıştır. Şu halde
kalkan kıkırdağına, ikinci kıkırdağı yapıştırmak için, üçüncü kıkırdağı
ikisine tatbik için ve üçüncüyü ikisinden uzaklaştırmak ile hançereyi açmak
için nice adaleler gerekmiştir.
Hançereyi açan adaleler bir çifttir ki, lam kemiğinden çıkıp, kalkan
kıkırdağının önüne gelip, üzerine yayılıp, bitişmiştir. Vakta ki, büzülme
ile toplanıp, kapanmış kıkırdağı, ön ve üst tarafına çekse, hançere açılma
ile genişler. Bir çift adale, boğazı aşağıya çeken adalelerle müşterektir.
Bunların çıkış yerleri, kalkandan yana olan iç kemik kısmındandır. İki çift
adalesi dahi vardır ki, bir çifti iki adaledir. Onlar kapanmış kıkırdağa
gelip, gerisinden ona bitişmiştir. Vakta ki aynı büzülmeyle toplansa,
kapanmış kıkırdağı yukarı kaldırıp, geri tarafa çekse; kalkandan uzaklaşıp,
hançzere genişler. İkinci çiftin iki adalesi, kapanmış kıkırdağın ii
tarafına gelip, yayılmıştır. Vakta ki büzülseler, kapananı kalkandan yerine
uzatıp, hançerenin yayılmasına yardımcı olur.
Hançereyi daraltan adalelerin bir çifti, lam kemiğinden gelip, kalkan
kıkırdağına bitişir. sonra genişleyip, ikinci kıkırdağa sarılıp, onun
gerisinde iki adalenin iki tarafı bitişik olmuştur. Şu halde vakta ki,
büzülseler, hançere daralır. Dört adalesi dahi kalkan kıkırdağıyle, ikinci
kıkırdağı iki tarafı arasını birleştirmiştir. Şu halde bunlar büzüldükçe,
hançerenin aşağı tarafı daralır.
Hançereyi kuşatan bir çift adaledir ki, kalkan kıkırdağının kökünden çıkıp,
içinden gidi, ikinci kıkırdağın köküne kapanmış olup, üçüncünün etrafına sağ
ve solundan bitişmiştir. Vakta ki, yukarı kalksalar, mafsalı raptedip,
hançereyi öyle kaplarlar ki, nefesi hapsetmekte göğüs adaleleri ve
zarlarına mukavemet ederler. Bu iki adaleler, küçük ve sağlam
yaratılmıştır. Ta ki hançerenin içinde sıkışmasız, kuvvetle onu kaplayıp,
nefesi hasreylesinler. Bu iki adalenin eğimleri az olup, düz olarak
yükselmiştir. Kalkan kıkırdağıyle ikinci kıkırdağın aralarını birleştirmeğe
gitmişlerdir. İki adale de kapanmış olanın altında adı geçen küçük
adalelere yardımcı olmak için konulmuştur. Bunlarda nice sanat bulunmuştur.
Sübhanallah!
Yedinci Madde
Boğazın, lam kemiğini ve boynun adalelerini ve hareketlerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, anatomi bilginleri demişlerdir ki: Boğaz bir
cümledir. Onun iki çift adalesi vardır ki, onu aşağıya çeker. Bir çifti,
hançerede adı geçendir. öteki çifti, böğür kemiğinden bitip, üst tarafa
çıkıp, lam kemiğine ve ondan boğaza bitişip, onu aşağıya çekerler.
Boğazın adaleleri, boğazın içine konulmuş iki et parçasıdır ki, onun iki
adalesi onlar bulunmuştur. Onlar, yutmağa yardımcı olmak için
yaratılmıştır.
Lam kemiğinin hem kendine özgü, hem de öteki adale ile ortak adaleleri
vardır. Ama kendine özgü olan adaleleri, üç çifttir ki, bir çifti, çenenin
iki tarafından gelip, bu kemik üzerinde olan düz çizgiye bitişip, kemiği
çene tarafına çekmiştir. Bir çifti, çene altından çıkıp, dil altından
geçip, bu emiğin üst tarafına yetmiştir. Bu dahi, bu kemiği çene tarafına
çekmiştir. Bir çifti, iki kulak yanında olan çıkıntılardan çıkıp, bu
kemiğin üzerinde bulunan düz çizginin aşağı tarafına bitişip, onu aşağıya
çekmiştir.
Lam kemiğinin ortak olan adaleleri, yakında açıklanacaktır. Ama dili
hareket ettiren dokuz adaledir ki, ikisi çıkıntılardan bitip, geniş olup,
dilin iki tarafında bitişmişlerdir. İkisi lam kemiğinin yukarısından bitip,
uzun olup, dilin ortasına bitişmişlerdir. İkisi, lam kemiğinin aşağı
kaburgasından bitip, uzun ve geniş adaleler arasından dili geçip, onu
hareket ettirir. İkisi dahi dili yayar, bulunmuştur. Onların yerleri, adı
geçenlerin altında olup, lifleri dil atında genişlemesine döşenmiştir. Şu
halde bu iki adale, alt çene kemiğinin tümüne bitişik kılınmıştır. Biri dil
ie lâm kemiği arasını birleştirir ve birbirine çeker bilinmiştir.
Boynu hareket ettiren iki çift adaledir ki, bir çifti sağda ve bir çifti
soldadır. Şu halde herhangisi tek başına büzülüp, toplanırsa boyun onun
tarafına çekilir. ikisi birlik bir taraftan büzülürse, boyun o tarafa eğik
olur. Eğer dördü beraber büzülseler boyun eğilmeksizin yerinde kısa olur.
Eğer dördü birlik durumu üzere kalırlarsa boyu dahi durumu üzere kalır. Şu
halde bir kere düşünülsün ki, insanın sadece baş ve boynunda yaraıcı olan
Allah'ın nice benzersiz sanatları bulunmuştur. (Yaratıcıların en güzeli
olan Allah'ın şanı ne yücedir).
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle