Eşin Çocuk İstememesi Boşanma Nedeni Olur mu?
"Anne olmaya ya da baba olmaya hazır değilim ama eşim çok ısrar ediyor, çocuk yapmazsam boşanırım mı diyor...."
Birbirini seven iki insanın evlenme kararı almasındaki en büyük neden birlikte bir ömür paylaşmaktır. Bir süre sonra çiftler çocuk sahibi olarak mutluluklarını pekiştirmeyi arzu ederler. Fakat herkes çocuk sahibi olmak isteyecek diye bir kural yok. Evlendiği kişiyle baş başa bir ömür geçirmek ya da sadece bir süre eşiyle yalnız kalmanın tadını çıkarmak isteyenler olabilir.
Bu durum evlenmeden önce taraflar arasında açıkça konuşulmalıdır, aksi takdirde ilerleyen dönemde bu konu eşinizle aranızda sorun olabilir. 'Anne olmaya hazır değilim ama kocam sürekli çocuk istiyor, çocuk yapmazsan senden boşanırım' diyor' diyen tanıdıklarınız olmuştur. Bunun tam tersi de olabilir yani erkeğin kendini baba olmaya hazır hissetmediği durumlarda olabilir.
Peki bu mahkemede boşanma nedeni sayılır mı?
Gelin bu konuya açıklık getirelim: Evlilik içerisinde çocuk istememe, çocuk isteme kadar doğal bir durumdur. Ancak çocuk istememe nedeniyle evlilik birliğinin sekteye uğradığı durumlarda çocuk istememe boşanma nedeni olarak öne sürülerek boşanma davası açılabilmektedir. Zira toplumumuzda bekar tüm gençlere önce ne zaman evlenecekleri, evlendikten sonra da ne zaman çocuk sahibi olacakları adeta bir görev yüklercesine sorulur ve kişiler üzerinde baskı oluşturur.
EVLATLIKTAN REDDETMEK MÜMKÜN DEĞİL
Kişilerin çocuk sahibi olmak istemesi önemli bir karardır. Evlilikte eşler bu önemli kararı birlikte almalıdır. Üreme hakkı insan haklarındandır ve her bireyin çocuk sahibi olup olmamaya karar verme hakkı vardır. Ancak bazen eşlerden biri çocuk isterken diğeri istemeyebilir. Erkek için de kadın için de çocuk sahibi olmak tüm hayatını değiştirecek radikal bir durumdur. Anne-baba-çocuk ilişkisi maddi ve manevi sonuçları ile ömür boyu süren bir ilişkidir. Bu durumu sona erdirme olanağı yoktur. Zira önemle belirtmek isteriz ki Türk filmlerinde yıllarca izlediğimiz "seni evlatlıktan red ediyorum" durumu aslında yoktur. Yani Türk hukukunda “evlatlıktan reddetme” gibi bir hukuki kurum mevcut değildir.
Evliliklerin genel amacı kapsamında değerlendirilen tarafların çocuk sahibi olma isteği ile bu istekle zıt kutuplarda kendine yer edinen kadının genellikle iş dünyasındaki yeri sebebiyle çocuk sahibi olmak istememesi, çoğunlukla evliliğin huzur ve mutluluğunu bozan bir etken olması sebebiyle erkekler tarafından 4721 sayılı TMK m.166 uyarınca evlilik birliğinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanma davası konusu haline getirilebilmektedir. Bu maddeye göre “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.
TEK BAŞINA NEDEN OLMAZ AMA...
Ancak, çocuk konusunda anlaşmazlığa düşmek tek başına bir boşanma sebebi sayılmamaktadır. Ancak çocuk sahibi olmamanın tarafların huzur ve düzeni ile evlilik birliklerini temelinden sarsması durumunda bu hakimin de takdiriyle boşanma sebebi sayılabilecektir. Evlilik birliğinde tarafların mutlu bir ortak yaşam kurabilmeleri ancak ortak paydada buluşmaları ile mümkün olabilir. Çiftler birbirlerini anlamaya çalışmalıdır. Baskıcı olmamalı birbirleri üzerinde egemenlik kurmaya çalışmamalıdır. Ancak toplumumuzda eşlerden birisinin çocuk istemesi, diğer tarafın istememesi bu mutluluğa gölge düşürebilmektedir.
Çocuk istememe nedeniyle boşanma yalnızca kadın açısından boşanma nedeni değildir. Bu durum erkek açısından da boşanma nedeni olarak öne sürülerek boşanma davası açılabilir. Erkeğin çocuk istemesi ve kadının çocuk yapmak istememesi, kadının çocuk yapmak istemesi ama erkeğin çocuk sahibi olmak istememesi… gibi durumlar da boşanma davasına konu olabilir.
Önemle belirtmek gerekir ki; Taraflardan birinin çocuk sahibi olmak istemesi, diğerinin ise buna herhangi bir tıbbi sorunu olmaksızın karşı çıkması durumunda taraflar arasında tartışma ve kavgaların çıkması halinde bu evlilik birliğini temelinden sarsan bir mevzu haline gelirse, çocuk istememek boşanma nedeni olabilmektedir.
Kaynak: hurriyet.com.tr
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle