Hayattan İstediklerinizi Elde Edebiliyor Musunuz?
Yaşadığımız bu zaman zarfında hiç düşündünüz mü, “Sizce hayat nedir?" diye. Hayat sizce bir tutku mu, hedefleriniz ve hayalleriniz mi, aşk mı sevgi mi yoksa yarım bıraktıklarınızı devam ettirmek mi? Geçenlerde internet üzerinden araştırma yaparken filozofların “Hayat kavramı” için yaptıkları tanımları okudum. Birkaç tanesini sizinle paylaşmak isterim: Dostoyevski’ye göre, hayat bir cehennem, Nietzche'ye göre, sadece güç, Gandhi’ye göre ise hayat bir savaş... Aslında, bu soruyu kendime sorduğumda tek bir cevabı yok. Bir taraftan baktığımda hayat, bu savaşın içinde var olma mücadelesi, diğer taraftan ise hedeflerim, hayallerim ve sevdiklerimle mutlu olmak. Görüyoruz ki hepimizin hayat kavramını tasvir etme şekli farklı.
Tanımladığınız Hayatı Yaşıyor Musunuz?
Tanımladığınız hayatı yaşamak için ne gibi çabalar sarf ediyorsunuz? Çoğunuz istediğiniz ya da biçimlendirmeye çalıştığınız bu hayatı yaşamıyorsunuz daha doğrusu hak ettiğiniz bu hayatı yaşayamıyorsunuz. Hanginiz olmak istediğiniz yerde, olmak istediklerinizi yapıyorsunuz. Bir çoğunuz belki de mecburiyetten bu hayatı yaşıyorsunuz ya da tam tersi. Gerçekte, sorunun kaynağı yaşamın doğal döngüsü ile gerçekleştirmek istediğiniz hayatın arasında sıkışıyor olmanız. Siz fark etmeden yaşam akıp gidiyor. Bazen bu yaşam döngüsünde kaybolursunuz. Bazı durumlarda ise birçok insan gibi hayatın bir amacının olmadığını hissedersiniz (ilişki durumları, para sıkıntılarınız, gelecek kaygılarınız gibi). Bu gibi sorunlar hayatınızı olumsuz etkiler ve siz bu sarmal döngüde kendinizi bulamayabilirsiniz fakat bu süreç böyle devam etmez, etmemeli zaten. Bir anka kuşu gibi küllerinizden yeniden doğmalısınız. Bu sizin için yeniden varoluş ya da diriliş olmalı.
Sekoya Ağacı Gibi Olun
Sekoya ağacını bilir misiniz? Bu ağaç dünyanın en uzun ömürlü ve en büyük ağacı. Sekoya ağacının içi alev alevdir, yanarak büyür ama kabuğu serttir. Tüm orman yansa bile ona hiçbir şey olmaz; çünkü kabuğu çok dayanıklı ve ateş geçirmez. Siz de böyle olmalısınız. İçiniz yansa bile hayatınızdaki amaçlar için dimdik sabırlı durmayı bilmeniz gerekir. Hayattaki beklentilerinizi asla bir kenara atmayın; çünkü sizi mutlu eden şeyler onlar, en önemlisi kendinizi sevin. Sevmekten kaçınmayın sonuna kadar gidin bırakmayın; çünkü bu hayatı bir kez yaşıyoruz. Tabii ki şunu da unutmamak lazım her şey ayarında güzel ne de olsa.
Son olarak, hayatta kendi değer yargılarınız olsun ve inandığınız bu değerlerden ne bir iş için ne de bir insan için taviz vermeyin. Çok çalışın ve başarılı olun. Ve yine söylüyorum: en önemlisi çok sevin.
Kaynak : İstanbul İşletme Ensitüsü
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle