İsrail Devleti
İsrail ya da resmî adıyla İsrail Devleti , Medīnat Yişra'el), Orta Doğu'da, Asya ve Afrika kıtalarının kesiştiği yerde bulunan bir ülke. Coğrafi olarak, Asya kıtasında bulunur. Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneyinde ise Mısır, Filistin ve Kızıldeniz ile çevrilidir.
İsrail'in başkenti Kudüs'tür ancak bu durum Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 478 sayılı kararı nedeniyle ABD dışında uluslararası toplum tarafından tanınmamaktadır. İsrail'deki büyükelçilik ve konsoloslukların büyük çoğunluğu, ülkenin finans merkezi olan Tel Aviv'dedir ve uluslararası toplum tarafından Tel Aviv, İsrail'in başkenti olarak tanınmaktadır. İsrail, nüfusunun çoğunluğu Yahudi olan tek devlettir.
Uzun ve dar bir şekle sahip olan İsrail, 470 km uzunluğunda olup, en geniş bölgesi yaklaşık 135 km'dir. Sınırları ve ateşkes hatları içerisinde kalan toplam yüzölçümü 27.817 km²'dir. İsrail, yaklaşık 8.081.000'lik nüfusuyla, çeşitli din, kültür ve sosyal geleneklere sahip insanları bir araya getirmiştir. Para birimi Yeni İsrail şekelidir. İsrail dünyadaki en büyük 43. ekonomiye sahiptir. Aynı zamanda İnsani Gelişme Endeksi'nde Orta Doğu'da ilk sırada yer alır. Asya'da ise beşinci sıradadır. Basın Özgürlüğü Endeksi'nde İsrail 86. sıradadır.
Etimoloji
Tevrat'a göre; Yakup ailesi ile göç ederken, Tanrı'nın bir meleği insan kılığında Yakup'a görünür. Ailesini nehrin karşısına taşıdıktan sonra Yakup, melek ile gün ağarıncaya kadar güreşir. Melek, Yakup'u yenemeyeceğini anlayınca ona, 'Beni bırak, gün ağarıyor' der. Fakat Yakup, "Beni kutsamadıkça seni bırakmam" der. Yakup mücadele eder ve nihayetinde Tanrı'nın meleğini yener. O da Yakup'u Tanrı'yla mücadele eden anlamına gelen İsrail adıyla kutsar. Böylece Tanrı tarafından Yakup'un adı İsrail olarak değiştirilmiş olur. Bu nedenle Yakup'un soyundan gelenlere İsrailoğulları denir. Bu olaydan sonra Yakup, Mısır'a göçtüğünde sülalesi İsrailliler olarak anılır.
Tarihçe
Yahudiler 19. yüzyılın ikinci yarısında devlet kurma çalışmalarına başladılar. Arz-ı mev’ut (vadedilmiş topraklar) üzerine devlet kurma çalışmaları ilk önce İngiltere’de görülür. 1848’de İngiliz hükumeti bir genelgeyle Filistin’deki konsoloslarını, Yahudilerin himayesine verdi. 1870’te Yahudi faaliyetlerinin merkezi İngiltere’den Rusya’ya geçti. Siyonist hareketlerin başına geçen Theodor Herzl, Filistin’de bir Yahudi devletinin kurulması için birçok çalışmalarda bulundu. Herzl, İngiltere gibi güçlü bir devleti arkasına alarak, gayesine ulaşma çabasındaydı. Herzl bu kapsamda II. Abdülhamit ile iki kere görüşmüş (İlki 17 Mayıs 1901, ikincisi 4 Temmuz 1902’de olmak üzere), her ikisinde de bir netice alamamıştır. Siyonistler, devlet olabilmeleri için bir tarım sınıfına ihtiyaçları olduğunu fark ettiler, bununla birlikte Avrupa Yahudilerinin neredeyse tamamı ticaretle uğraşıyordu, Rusya'da ise tarımla uğraşan Yahudiler mevcuttu. Bu dönemde Rusya'da Yahudilere karşı -özellikle çiftçi Yahudileri içeren- pogromlar ismiyle bilinen bir dizi katliam yaşandı. Katliamlara maruz çiftçi Yahudilere, Siyonistler tarafından ülkeyi terk edip Filistin’e yerleşmeleri teklifi yapıldı. 1870 yılından itibaren çiftçi Yahudiler Filistin toprakları üzerinde tarımsal yerleşme merkezleri kurmaya başladılar. Bununla birlikte, Rusya’yı terk eden Yahudilerin birçoğu Avrupa'ya göçtü. 1870-96 yılları arasında Eretz Israel’de on yedi tarım kolonisi kuruldu.
I. Dünya Savaşı sonunda 2 Kasım 1917’de İngiltere dışişleri bakanı Arthur Balfour’un girişimiyle Balfour Deklarasyonu süreci başlatıldı. Milletler Cemiyeti 1920 yılında, Filistin üzerinde İngiliz mandasını tanıdı. Bundan sonra kurulan bir Yahudi bürosu İngiltere nezdinde Yahudi haklarını temsil etmeye başladı.
Bundan sonraki yıllarda Siyonistler dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bulunan Yahudi topluluklarını -devlet kurabilmek için etkili bir nüfus oluşturmak gayesiyle- Filistin’e göçmeleri için ikna etme çabalarına girişti. Nazi Almanyası’nın 1930’lardan 1940’ların ortalarına kadar Yahudilere soykırım uygulamaya başlamasıyla Filistin’e büyük bir Yahudi göçü başladı. Filistin’deki Araplar bu göçe karşı koyduklarından İngiltere, Yahudi göçlerinin durdurulmasına karar verdi. Bunun üzerine Sion’a bağlı Askeri Yahudi Teşkilatı Hagana, Filistin’e göç konusunda İngiltere’nin aldığı bu kısıtlayıcı kararı protesto amacıyla silahlı terör eylemlerine girişti. Filistin yönetimi Nazi liderliği ile işbirliğine girişti. Bu amaçla Kudüs müftüsü Almanya’ya birçok ziyarette bulundu.
Filistin’e de gizli Yahudi göçleri düzenlenmeye başlandı. II. Dünya Savaşı’nın Müttefikler’in galibiyetiyle bitmesinden sonra, Filistin meselesi son safhasına ulaştı. İngiltere daha sonra Amerika’nın yardımını sağladıktan sonra, Filistin meselesini Birleşmiş Milletler’e götürüp, meselenin çözülmesini istedi. BM, Kasım 1947’de Filistin’in biri Yahudi öteki Arap olmak üzere iki devlet arasında paylaşılmasına karar verdi. Yahudiler bu kararı kabul ederken Araplar reddetti. Kudüs şehrine ise BM denetiminde milletlerarası bir bölge statüsü tanındı. Bu çözüm Arapları tatmin etmedi. İsrail-Filistin Savaşı başladı.
14 Mayıs 1948’de BM paylaşım planı uyarınca David Ben-Gurion tarafından İsrail Devleti’nin kuruluşu ilan edildi. 24 saat sonra, Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak orduları saldırıya geçerek İsrail topraklarına girdiler.
1949 yılının ilk aylarında BM nezdinde İsrail ile onunla savaşan Arap ülkelerinin her biri (o dönemden beri İsrail’le müzakere masasına oturmayı reddeden Irak hariç) arasında doğrudan müzakereler düzenlendi ve bunların sonucunda bir ateşkes anlaşması imzalandı. Anlaşma uyarınca sahil şeridi, Celile ve tüm Necef İsrail’e, Yehuda ve Samiriye (Batı Şeria) Ürdün’e, Gazze Mısır yönetimine ve Kudüs’ün ise Eski Şehir'in de dahil olduğu doğu kısmı Ürdün’e, batısı da İsrail’e bırakıldı. İsrail’in Filistinliler ile olan gerginliği ise sürmektedir.
Coğrafya
İsrail, Orta Doğu’da Doğu Akdeniz kıyısındadır. Batısında Akdeniz, kuzeyinde Lübnan ve Suriye, doğusunda Ürdün, güneybatısında Sina Yarımadası ve Gazze vardır. Ülkenin güney bölgesi, Necef Çölü'nden meydana gelir. Kuzeydoğu kesimi ise Şeria Hendeğine açılır. Güneydoğuda dik yükseltiler vardır. Lut Gölü bu bölgededir. Akdeniz kıyı bölgesinin kuzey bölümü Yafa’dan Karmel Dağına kadar uzanarak, Şaran Ovası adını alır.
Karmel Dağı'nın doğusunda Kişon Irmağı vadisi boyunca uzanan Esdradelon Ovası yer alır. Ova, Taberiye Gölü'ne kadar uzanır. Ürdün Nehri buradan geçerek deniz yüzeyinden 394 m aşağıdaki Lut Gölüne dökülür. Lut Gölü'nün sadece güneybatı sahili İsrail’indir. İsrail’in doğu bölgeleri dağlıktır. Buralar Şamiriye ve Yahudiye tepelerinden Necef Dağı'na kadar uzanır. İsrail’in en yüksek noktası 1208 m’lik Nyron Dağı, Taberiye Gölü'nün kuzeybatısındadır. Golan Tepeleri de kuzeydoğudadır. Şamiriye ve Yahudiye tepeleri üzerinde Kudüs’ün bulunduğu yaylanın bir kısmı yer alır.
İklim
İsrail Akdeniz iklimi etkisi altındadır. Yazları kurak ve sıcak geçer. Yağmur ancak aralık, ocak ve şubat aylarında yağar. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 mm civarındadır. Yıllık sıcaklık ortalaması yazın 24-32 °C arasında, kışın ise 7 ile 16 °C arasındadır. Bu ortalama Necef Çölü'nde 38 °C’yi aşar.
Kaynakça
Ülke topraklarının yarıdan fazlasını meydana getiren Necef Çölü, çorak volkanik engebelerle sınırlanmış, geniş bir bozkır ovasıdır. Batı kesiminde kuru yaylalar bulunur. Galilea ve Carmel’in yüksek tepeleri Halep çamları ve meşe ağaçları ile kaplıdır. En tipik bitki örtüsü Akdeniz makileridir. Akdeniz kıyı bölgesi verimli ve yeşilliktir. İsrail’de hızlı bir ağaçlandırma çalışmaları yapılmaktadır. Yabani hayvanlarının soyu gittikçe azalmıştır. Çok çeşitli kuş türleri vardır.
Madenler
İsrail’in en verimli ve değerli maden yatakları, Lut Gölü bölgesinde bulunan potasyum, sodyum, magnezyum ve tuz kaynaklarıdır. Bakır, kaya fosfatları, manganez, cam toprağı, kaolin, demir cevheri, petrol ve tabii gaz Necef’te bulunur.
Simgeler
İsrail Devleti'nin bayrağı Musevi dua şalı tallitin deseninden esinlenilmiştir ve rengi Davud'un Kalkanı'nın (Magen David) rengi olduğuna inanılan mavidir.
İsrail Devleti'nin resmi amblemi Yedi Kollu Şamdan'dır (Menora), bu şamdanın şeklini eski çağlardan beri varolduğu bilinen moriah isimli yedi dallı bitkiden aldığı söylenir. İki yanındaki zeytin dalları İsrail'in barış arayışlarını simgeler. Menora'nın kökeni ve anlamı ile ilgili birçok iddia ortaya atılmıştır.
Siyaset
Devlet Başkanı - Cumhurbaşkanı (İbr. Nasi) yedi yılda bir Knesset (Meclis)'in çoğunluğunun oyu ile seçilir. Devlet Başkanı genellikle törensel ve resmî görevleri yerine getirir; ancak af yetkisi gibi yürütme yetkilerine de sahiptir. Başbakanlığa Cumhurbaşkanı tarafından çoğunluğu kazanan partinin lideri seçilir. Hükümete parlamento dışından bakan tayin edilebilmektedir. 120 üyesi olan meclisin seçim sistemi Nispi Temsildir ve en düşük oy verme yaşı 18, en uzun hükümet dönemi ise 4 yıldır. Ayrıca İsrail yaklaşık olarak 32 yıldır koalisyon ile yönetilmektedir.
Askeri
İsrail, sadece Umman ve Suudi Arabistanın gerisinde olmak üzere GSYİH'sine oranla en yüksek savunma bütçesine sahip ülkedir. İsrail Savunma Kuvvetleri, İsrail özel kuvvetlerinin tek askeri kanadıdır ve Genelkurmay Başkanı kabinenin alt-yönetimi ile "Ramatkai"nin başıdır. İSK, kara, hava ve deniz kuvvetlerinden oluşur. 1948 Arap-İsrail Savaşında ülkenin kurulmasından önce -Haganah önderliğinde- paramiliter grupların birleştirilmesi ile kuruldu[20] . İSK ayrıca Mossad ve Shabak ile çalışan Askeri Haberalma Yönetiminin (Aman) kaynaklarından yararlanır. Kısa tarihinde, birçok büyük savaş ve sınır çatışmaları olan İsrail Savunma Kuvvetleri dünyanın en deneyimli ordusu olmuştur.
Çoğu İsrailli orduya 18 yaşında katılır. Erkekler 3 yıl ve kadınlar 2 ila 3 yıl hizmet eder. Zorunlu hizmetten sonra, İsrail erkekleri yedek kuvvetlere katılır ve genellikle kırklı yaşlarına dek senede birkaç hafta görev yaparlar. Çoğu kadın ise yedek görevden muaftır. İsrailin Arap vatandaşları (Dürziler dışında) ve tam zamanlı dini eğitim alanlar da askeri hizmetten muaftırlar; Yeshiva öğrencilerinin bu muafiyeti yıllarca tartışma konusu olmasına rağmen. Çeşitli nedenlerle askeri hizmetten muaf olmak isteyenler için hastane, okul ve sosyal yardımlaşma hizmetlerini içeren Sherut Leumi veya ulusal servis bir alternatif oluşturur. Zorunlu askerlik programının bir sonucu olarak, İSK yaklaşık 176.500 aktif asker ve ek olarak 445.00 yedek ile hizmet verir.
Ulusal ordu, ağırlıklı olarak ülke içinde dizayn edilip üretildiği kadar ithal de edilen yüksek teknolojili silahlara dayanır. 1967'den beri özellikle Birleşik Devletler kayda değer miktarda askeri yardım yapmıştır; 2013-2018 yılları arasında yıllık 3,15 milyar Dolarlık yardım yapması beklenmektedir. Arrow (Ok) füzeleri dünyanın az sayıdaki operasyonel anti-balistik füze sistemlerinden biridir. İsrail'in Iron Dome (Demir Çatı) anti-füze hava savunma sistemi, Gazze Şeridindeki Filistinli militerlerin ateşlediği binlerce Kassam, 122 mm Grad ve Fajr-5 ile ağır roket saldırıları karşısında dünya çapında takdir topladı.
Yom Kippur Savaşından itibaren İsrail, Casus uydu iletişim ağı geliştirdi Ofeq programının sonucunda İsrail bu tür uyduları yerleştirebilen dünyanın yedi ülkesinden biri oldu. Kuruluşundan beri İsrail GSYİH'nin önemli miktarını savunmaya harcadı.Örnek olarak 1984'te bu miktar GSYİH'nin %24'ydü. 2006'da ise %7,3'e düştü.
İsrail'in geniş ölçüde kimyasal ve biyolojik kitle imha silahlarına sahip olduğuna inanıldığı gibi nükleer silahlara sahip olduğuna da inanılır. İsrail, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşması'nı imzalamamıştır ve nükleer silah kapasitesi hakkında kasıtlı belirsizlik politikasını sürdürmektedir. İsrail Irak'ın Scud füzeleri ile saldırıya uğradığı 1991'deki Körfez savaşı sonrası, Merkhav Mugan olarak isimlendirilen kimyasal ve biyolojik maddeleri geçirmeyen takviye güvenlik odalarını İsraildeki tüm evler için zorunlu kılmıştır.
İsrail sürekli olarak çok düşük not aldığı Küresel Barış Endeksi sıralamasında, 2011 verilerine göre 153 ülke içinde 145. sıradadır.
İsrail dünyanın en büyük silah ihracatçılarından biridir, 2007'de 4. en büyük silah ihracatçısı olmuştur. İsrailin ihraç ettiği silahların büyük çoğunluğu güvenlik nedenleri ile rapor edilmez.
Ekonomi
İsrail ekonomisi, yüksek teknolojik araç gereç üretimi, tarım, sanayi, elmas işlemeciliği ve turizme dayalıdır. Kibbutz adı verilen kommünal tarım çiftlikleri gıda üretiminin tamamına yakınını gerçekleştirerek ülkenin gıda da kendi kendine yetmesini sağlar. Teknoloji alanında İsrail ekonomisi dünyanın en hızlı gelişen ülkesidir. Intel, IBM, Motorola, Google gibi firmaların İsrail'de Ar-Ge merkezleri bulunur, bunun nedeni silikon üretimi için ülkenin elverişli olması ve en önemlisi kişi başına düşen bilgi teknolojilerinde çalışan sayısının çok yüksek olmasıdır. NASDAQ endeksinde İsrail Firmaları en çok işlem görenler sıralamasında ABD ve Kanada'dan sonra üçüncü sırada gelir. İsrail çeşitli güvenlik sorunlarına rağmen sürekli kaliteli insan gücü yetiştirmeye önem vererek ekonomisinin büyümesini sağlamıştır.
Tarım
İsrail tarımının temel birimini kibbutzlar teşkil eder. Kibbutz, bir kolektif üretim teşkilatıdır. Necef Çölü uzun çalışmalardan sonra ekilebilir duruma getirilmiş ve tarımsal üretim artmıştır. Kibbutz, kolektif çiftlikleri biçiminde teşkilatlanmış olmasına rağmen kooperatif şeklinde birimler de vardır. Bu birimlere moşavim denir. Tarım bu teşkilatlar tarafından yapılır. İsrail toplam işgücünün % 6,5’u tarım sektöründe çalışmaktadır. İsrail’de sulama şebekesi çok gelişmiştir. 400.000 hektardan büyük bir alan sulanabilmektedir. Ana tarım bölgesi Eşdraelon’dur. Sahil ovaları da vadiler kadar verimlidir. Yetiştirilen başlıca tarım ürünleri; tahıllar, Turunçgiller, şekerpancarı, üzüm ve vişnedir.
Hayvancılık
Otlakların az olması sebebiyle hayvancılık gelişmemiştir. İsrail’de sığır ve koyun yetiştirilir. Son yıllara kadar yasak olan domuz besiciliği önemli boyutta değildir zira Yahudiler domuz yemezler. Bunun yanında kümes hayvanları çoktur. Hayvanlardan elde ettiği ürünler kendi ihtiyacını karşılar. Balıkçılık çok gelişmiş olup, Hint ve Atlas Okyanusu'na çıkardığı gemilerle yapılan avcılık ile yılda 25.000 tondan fazla balık avlanır.
Sanayi
İsrail’de sanayi yükselen bir hızla gelişmektedir. Sanayi devrimi 1958-1965 yılları arasında gerçekleşmiştir. Bu dönemde ülke sanayisi % 142 oranında artış göstermiştir. Potasyum ve bakır sanayi bunların başlıcalarıdır. Toplam işgücünün % 33.4’ü sanayi alanında çalışmaktadır. Sanayi bölgeleri Tel Aviv ve Hayfa’da toplanmıştır. Gelişen sanayi sektörlerinin başlıcaları; ilaç, optik, elektrik malzemesi, elmas işletmeciliği, silah sanayisidir.
Ticaret
Dış satımının üçte birinden fazlasını elmas sanayi sağlamaktadır. İhraç ettiği malların başında turunçgiller gelmektedir. Bunlar, portakal, muz, narenciye ve üzümdür. Bugün dışarıya uçak ve silah satmakta, fakat ticaret dengesi devamlı açık vermektedir. İthalat özellikle mamül eşya ve sanayide kullanılan hammaddeler üzerinde yoğunlaşmıştır. Ticaretinin büyük bir kısmını ABD, İngiltere ve Almanya ile yapar.
Turizm
İsrail'de inanç turizmi yaygındır. Her yıl İsrail pek çok Müslüman, Hristiyan ve Yahudi tarafından ziyaret edilir. Ülkede Mescid-i Aksa, Ağlama Duvarı gibi dini yapıların bulunması inanç turizmini geliştirir. İsrail'de sadece inanç turizmi yoktur. Ülkede arkeolojik yapıların korunması ve sergilenmesi turist sayısını artırır. Ülkenin ılıman iklimi ve plajları turizm için elverişlidir.
Demografi
İsrail'de 6.110.600 Yahudi vardır. İsrail nüfusunun %20.7'sini Araplar oluşturmaktadır. Son on yılda Romanya, Tayland, Çin, Güney Amerika'dan gelen pek çok işçi İsrail'e yerleşmiştir. Bu işçilerin çoğu yasa dışı ülke sınırlarında oldukları için göçmenlerin kesin nüfusu bilinmemektedir.
1948 yılından beri İsrail hep göç aldı. Alınan bu göçler Dünya'nın başka yerlerinde yaşayan Yahudilerin ülkeye yerleşmesinden kaynaklanıyordu. Fakat son 10 yılda İsrail'de iş imkanlarının artması ve Orta Doğu'da hızla gelişen bir ülke olması pek çok farklı ulustan insanın İsrail'e göç etmesine neden olmuştur. Haziran 2012 itibarıyla 60.000 Afrikalı göçmen ülkeye girmiştir. Göçmenlerin İsrail'e yasa dışı girmeleri hükûmet tarafından tehdit olarak algılandı ve bakanlar toplantısı yapıldı. İsrailliler'in %92'si kentsel alanlarda yaşamaktadır. 2011 yılından itibaren Doğu Kudüs'te yaşayanların nüfusu 250.000 kişi olmuştur. Golan Tepeleri'nde ise bu nüfus 20.000 kişidir.
İsrail kendini Yahudi olarak nitelendiren tek devlettir. Sadece Yahudiler ve Yahudi soyundan olan kişiler İsrail vatandaşı olabilir. Ülke'de çıkarılan Dönüş Yasası sonucu İsrail vatandaşlığı ülkeye gelen tüm Yahudilere verilir. İsrail nüfusunun %4'ü Yahudi soyundan gelen fakat Yahudi olmayan insanlardan oluşur. Dönüş Yasası böyle kişilere vatandaşlık vermeyi kabul etmiştir. Günümüzde İsrail'deki Yahudi nüfusunun %73'ü İsrail doğumludur. Nüfusun %18.4'ü Avrupa ve Amerika'dan göç eden Yahudilerdir. Geriye kalan %8.6'lık kısım Asya ve Orta Doğu coğrafyasındaki Yahudilerdir.
Dil
İsrail'de İbranice ve Arapça olmak üzere iki resmî dil vardır. İbranice devlette en çok konuşulan ve kullanılan dildir. Arapça ise İsrail'de sadece Arap azınlıklar tarafından kullanılır. İsrail'de İngilizce resmî dil değildir fakat tabelalarda İngilizce yer alır. Aynı zamanda okullarda İngilizce eğitimi verilir. Televizyonda İbranice yayın yapan kanallar sıklıkla olsa da İngilizce yayın yapan medya kuruluşları da vardır. İsrail'de günlük hayatta göçmen nüfus nedeniyle pek çok farklı dil kullanılabilir. 1990 ve 1994 yılları arasında 1 milyondan fazla anadili Rusça olan Yahudi İsrail'e göç etti.2004 yılında kadar 700.000 Yahudi Fransa'dan göç etti. Yurt dışından göç eden Yahudiler İbranice öğrense bile günlük hayatta ana dillerini kullanabilirler. Bu yüzden Rusça ve Fransızca halk arasında sıklıkla kullanılan dillerdir.
Din
İsrail devletinin resmi dini yoktur ancak devletin tanımında "Yahudi ve demokratik" yer alır. Bu durum Yahudilik inancı ile güçlü bir bağlantı oluşturur, aynı zamanda devlet hukuku ile dini hukuk arasında bir çatışma yaratır. Siyasi partiler, büyük ölçüde İngiliz Mandası döneminde var olduğu gibi din ve devlet arasındaki dengeyi korur.
İsrail topraklarında Musevi inancı hakimdir. İsrail'de Yahudiler en büyük nüfusu oluştururlar. Yahudilerin kendi aralarında mezhepsel farklılıkları olabilir. Bazı İsrailliler dinlerine çok bağlıyken bazıları biraz daha modern olabiliyorlar. İsrail'de yapılan bir sosyal ankette "İnancınızı nasıl tanımlarsınız?" sorusu yöneltilen Yahudilerin %55'i geleneksel, %20'si laik, %17'si Siyonist, %8'i Haredi Yahudisi olarak tanımlarken %5'İ kendilerini Ortodoks-radikal Yahudi olarak tanımlar.
Müslümanlar İsrail'in en büyük dini azınlığını oluşturmaktadır. Nüfusun %2'si ise Hristiyan'dır. Bu Hristiyan nüfusun çoğunluğu yurt dışından gelen göçmenlerdir. İsrail'de Budizm ve Hinduizm inancına mensup insanlar da vardır. Fakat bu inanca mensup insanlar yasa dışı göçle ülkeye geldikleri için İsrail'deki Budist ve Hindu nüfus tam olarak bilinmemektedir. Kudüs, Müslümanlar ve Hristiyanlar için büyük önem taşır. Batı Duvarı, Tapınak Dağı, Mescid-i Aksa Cami ve Kutsal Mezar Kilisesi İsrail'deki Müslüman ve Hristiyanlar için önemlidir.
Eğitim
İsrail'de eğitim hayatı 15 yıldır. Birleşmiş Milletlere göre halkın %97'si okuryazardır 1953'ten beri okullar devlet tarafından 5'e ayrılmıştır. Bunlar; normal okullar, dini okullar, ortodoks okullar, kamu okulları ve arap okulları. İsrail halkının büyük çoğunluğu normal okullarda eğitim görmektedir. İsrail'de yaşayan Araplar ise Arap okullarına giderler bundaki en büyük etken sadece İslam dini ve Arapça eğitiminin Arap okullarında verilmesidir.
İsrail'de öğrenciler 3 yaşında okula başlar ve 18 yaşında öğrenim hayatını bitirirler. Üniversitelere ise sınavla girilir. Üniversiteye giren öğrenciler eğitim hayatlarına devam ederler. Fakat İsrail'de ilköğretim, ortaöğretim ve lise zorunludur. Okullarda İngilizce eğitimi ilköğretimden itibaren verilir. İlköğretim 1. ve 6. sınıf, ortaöğretim 7. ve 11. sınıf, lise ise 12. ve 15. sınıftan oluşur. Liseyi bitiren öğrenciler Bagrut isimli sınava girerler ve sınavdan aldıkları dereceye göre üniversiteye yerleşirler. Sınavda en sık matematik, İbranice, genel kültür, felsefe ve tarih alanlarında soru sorulur. Bu sınavlar mezun olunan okullara göre değişmez. Dini okullardan mezun kişilerde Bagrut isimli sınavdan geçmek zorundadır ve Bagrut sınavında dini sorular sorulmaz. İsrail'de eğitim ücretsizdir. Bunun dışında özel okullar yoktur tüm okullar devlete bağlıdır. İsrail üniversiteleri mezun olan öğrencilerine sağladıkları iş olanaklarıyla popülerdir. Times, Higher Education Jerusalem ve Tel Aviv Üniversitesini dünyanın en iyi 100 üniversitesi listesine eklemiştir.
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle