COVID-19 salgınında işlerin beklediğimiz kadar iyi gitmediği doğru.
Beklentimiz gerçekleşseydi, bugünlerde günlük vaka sayısı 500’ün altına inmeli, yoğun bakımlar iyice tenhalaşmalıydı. Ne var ki ülke genelinden gelen haberler, salgınla maçın ikinci yarısına iyi başlamadığımızı gösteriyor. Bu olumsuz başlangıç için de pek çok faktör öne sürülüyor. O faktörleri hepimiz biliyoruz, yeniden saymaya gerek yok. Şimdi yapılması gereken şu: Bana sorarsanız yeni bir derlenip toparlanma çalışması içine girmenin zamanıdır. Problemi masaya yatırıp yeni ve etkili çözüm önerileri oluşturmamız lazım. Tabii bu arada da bu işleri yaparken enseyi karartmamak ilk şart.
Kanaatimce hâlâ biz başarılıyız. Ve hâlâ maçı kazanma şansımız oldukça yüksek. Hatta kesin gibi. Ne var ki daha önce de yazdığım gibi sadece maçı kazanmak bize yetmiyor. Maçın süresi de önemli. Fazla uzatmamak, galibiyeti bir an önce ilan edip vaka sayısını sıfırlayarak sosyal yaşama da ekonomiye de daha derin, güçlü, etkili nefesler aldırmak zorundayız. Bu nedenle de 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in söylediği gibi “Arkamıza değil, önümüze bakma zamanıdır.” Birbirimizi eleştirmeyi ve suçlu aramayı bırakıp çözüme ve başarıya odaklanmalıyız. Rakamlara bakılırsa, koronavirüsten ölüm oranları kıyaslamasında bugünde hâlâ durumu en iyi ülkelerden biriyiz. O rakamları yandaki kutuda bulabilirsiniz.
NEDEN HÂLÂ BAŞARILIYIZ
RAKAMLARLA COVID-19
JOHN Hopkins Üniversitesi’nin verileri esas alındığında, ülkelere göre “vaka sayısına oranla ölüm oranları” şu durumda:
Belçika:........... %16.1
Fransa:............ %15.2
İtalya:.............. %14.5
İngiltere:.......... %14.1
İspanya:.......... %11.1
Çin:.................. %5.5
ABD:................ %5.4
Türkiye:....... %2.7
TEDAVİDE BAŞARI NET GÖRÜLÜYOR
Not: Uzmanların ortak görüşüne göre, bu rakamlara biraz temkinli yaklaşmakta fayda var. Ama ne kadar temkinli yaklaşırsanız yaklaşın, fark etmiyor, “Türkiye’nin tedavi başarısı” net ve açık olarak görülebiliyor. Zira yine John Hopkins Üniversitesi’nin verilerine göre, “nüfusa kıyasla ölüm oranları” dikkate alındığında da ülkemiz oldukça iyi durumda. Belçika’da yüzde 0.08, İspanya, İtalya ve İngiltere’de yüzde 0.06, ABD’de yüzde 0.04 olan bu oran Almanya ve Türkiye’de yüzde 0.01’i işaret ediyor.
İYİ BİLGİ: ‘EV İŞİ’ BİR STRES ÇÖZÜMÜ
HEPİMİZ salgın sebebiyle az ya da çok bir stres sarmalının içindeyiz. Ve şu bilgi kesin: Stresin uzun süreli ve tekrarlayanı bedenin de ruhun da canına okuyor. Gel gelelim uzayan salgın süreci hem stresimizin dozunu, hem de tekrarlama sıklığını daha da arttıracak gibi görünüyor.
Stresten korunmak için yapılacak en basit çözümlerden birinin ise “vagus siniri”ni devreye sokmak olduğu biliniyor. İsterseniz gelin konuyu biraz daha açalım.
SORU ŞU: VAGUS NE YAPIYOR
VAGUS siniri beyinden çıkıp göğsü ve karnı kat ederek kuyruksokumumuza kadar uzanan upuzun bir yapı. Bu sinir aktifleştiğinde stresi tetikleyen “sempatik sistem” baskılanıyor; ruh ve bedeni rahatlatan, gevşetip “Oh” dedirten başka bir sistem, “parasempatik sinir sistem”i anında devreye giriyor. Neticede de böbrek üstü bezlerinden “kortizol hormonu” salınımı azalıyor. Kortizol üretimi azalınca beden de ruh da bir parça rahatlama fırsatı buluyor. Vagusu uyarmanın en kolay yollarından birinin ise “derin nefes alma-verme deneyimi” olduğu biliniyor. Bu deneyim düzenli uygulandığı ve tekrarlandığında hemen herkesi anında rahatlatıyor. Peki nasıl mı yapılıyor? Yanıtı aşağıdaki kutuda bulacaksınız...
BİR TEST: DERİN NEFESLE STRESE ‘DUR’ DEYİN
YAPILACAK işlem şu: Uygun bir pozisyonda oturun. Rahatlayıp gevşeyin. Sadece alıp vereceğiniz nefese odaklanın. Karnınıza doğru derin, güçlü, etkili bir nefes alın. Soluduğunuz havayı ciğerlerinize iyice doldurun. Ardından da yavaş yavaş 5’e kadar sayarak o nefesi verin. Bu işlemi arka arkaya 4-5 kez tekrarlamanız en etkili sonucu garanti eder.
Rahat ve derin, yumuşak göğüs-karın nefes egzersizlerinde, ben de kendi adıma her gün en az 4-5 kez tekrarlarım. Zaten kolumdaki akıllı saat de bu egzersizi tekrarlamayı unuttuğumda beni anında uyarır.
UNUTMAYIN: NEFES EGZERSİZİNİN FAYDALARI
BU basit deneyim/egzersiz, sadece stres düzeyinizi azaltıp rahatlamanızı sağlamaz. Kan basıncınızı dengeler. Nabız basıncınızı düşürür. Bedensel onarım faaliyetlerinizi destekler. Çok daha önemlisi, bağışıklık sisteminize de güç verir. Daha güçlü bir bağışıklık için bu egzersizi her gün deneyin.
kaynak: hurriyet.com.tr
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle