Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/11. bölüm/Refet Paşa kendisi mağlûp olduğu hâlde düşmanı mağlûp kabul…
Efendiler, muharebenin cereyânı esnasında muharebe hatlarından bazı kısımların ileri geri vuku bulan dalgaları ve bilhassa Afyon şarkında bulunan düşman fırkalarının, Dumlupınar ilerisinde bıraktıkları bir alaylarının mağlûp ve bertaraf edilememesi yüzünden, Dumlupınar’a kadar çekilebilmelerini müteakib Yunan kuvvetlerinin esaslı bir hat işgal etmek üzere tertibât alırken, ilerdeki parçalarının o hatta vâsıl olmak üzere geri yürüyüşleri, Refet Paşa’nın muharebe neticesini yanlış hükmetmesine bâis oldu. Fi’l-hakika, Refet Paşa, kendisi mağlûp olduğu halde düşmanı mağlûp ve ricât eder kabul etti ve bunu beş gün devam eden Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde düşmana son darbeyi vurmak nasip olduğunu bildiren, telgrafıyla bize de iblağ etti. Biz de bi’t-tabi memnun olarak tehâlükle, büyük takdirat ve tebrikâtta bulunduk. Fakat vaziyeti tamamıyla meydana çıkarmak için telgraf başında kendisine sorduğum suallere aldığım cevaplardan, vaziyetin bildirildiği gibi olduğunda şüphe ve tereddüde düştük. Nihayet anlaşıldı ki düşman, tamamen maksadına muvâfık ve vaziyet-i umumiyesine mutabık olarak, Dumlupınar’da müdafaası sehil, hâkim ve esaslı bir mevzi alıyordu. Bilakis Refet Paşa’nın, biraz geride, bütün kuvvetleriyle Aydemir, Çalköy, Selkisaray hattını tutması lâzım geldi.
Efendiler, vaziyette sükûnet peyda olduktan sonra Refet Paşa ’nın kumanda ettiği orduda, kendisine karşı itimâdın münselib olduğu anlaşıldı. Vaziyeti mahallinde tetkik etmek üzere, Fevzi Paşa Hazretleri Ankara’dan ve İsmet Paşa da Garp Cephesi’nden birlikte bizzat Refet Paşa’nın karargâhına gittiler. Refet Paşa’nın kumanda vaziyetinin bir müddet daha idâmesi ciheti tercih edilmekte olduğundan, meseleyi ona göre hal ve tespite çalıştılar. Fakat zaman geçmeden bu vaziyetin idâmesi gayr-i mümkün ve gayr-i câiz olduğu kanaati hâsıl oldu. Bu sebeple ben, bizzat Fevzi ve İsmet Paşaları alarak Refet Paşa nezdine gittim. Vaziyeti yakından tetkik ettim ve derhal şu tarz-ı halli tatbik ettim. Taht-ı kumandasında bulunan Cenup Cephesi’ni, Garp Cephesi’ne raptederek İsmet Paşa kumandasına tevdî ettim. Kendisine Ankara’da bir vazife verilmek üzere oraya avdeti lüzumunu bildirdim.
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle