Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/11. bölüm/Mecliste belirmeye başlayan siyasî gruplar
Efendiler, heyet-i aliyyenizi biraz da Büyük Millet Meclisi dahilinde cereyân etmekte olan ahvâl ile temasa getirmek istiyorum. Malûm-ı âlinizdir ki Birinci Büyük Millet Meclisi’ne milletçe aza intihap olunurken, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin heyetleri de müntehib-i saniler meyânında bulundular. Buna nazaran, denilebilirdi ki Büyük Millet Meclisi, heyet-i umumiyesiyle, aynı zamanda Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin siyasî bir grubu mahiyetinde idi. Fi’l-hakika, bidayette bu yolda hareket edilmişti. Meclis heyet-i umumiyesinin umde-i esasiyesini, cemiyetin umde-i esasiyesi teşkil ediyordu. Malûmdur ki Erzurum ve Sivas Kongrelerinde tespit olunan esâsât, son İstanbul Meclis-i Mebusanı’nca kabul ve teyid olunup, Misak-ı Millî namı altında, zübde edilmiş idi. Bu esâsât, Birinci Büyük Millet Meclisi tarafından da kabul edilerek, o daire dahilinde memleketin tamamiyetini ve milletin istiklâlini temîn edecek sulh u müsalemeti istihsale çalışılıyordu. Fakat zaman geçtikçe, Meclis’te müşterek mesâinin temîn ve tanziminde müşkilât zuhûr etmeğe başladı. En basit meselelerde ârâ teşettüt ediyor, Meclis’ten iş çıkamıyordu. Bazı zevât buna çare olmak üzere 336 senesi evâsıtında birtakım teşekküller vücuda getirmek teşebbüsüne başladılar. Bütün bu teşebbüsler, Meclis müzâkerâtının muntazam cereyânını temîn etmek ve mevzu mesâil hakkında ârâyı teksif ederek, müsbet iş çıkarmak gayesine ma’tûf bulunuyordu.
Bi’l-münâsebe arz etmiştim ki ilk Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’muza menşe teşkil eden 13 Eylül 36 tarihli bir programı, Meclis’e takdim etmiştim. Bu programın, Meclis’te 18 Eylül’de okunan kısmından başka, buna da esas olmak üzere, Büyük Millet Meclisi’nin mahiyet-i esasiyesini ve usûl-i idâre hakkındaki nokta-i nazarları tespit eden ve Meclis’in küşâdını müteakib kıraat ve kabul olunan takririmi de bu kısımla beraber, Halkçılık Programı unvanı altında tab’ ve neşrettirmiştim. Arz ettiğim teşekküller, benim bu programımdan mülhem olarak birtakım unvanlar takınmaya ve programlar tespit etmeye başladılar. Bir fikir vermiş olmak için bu teşekkülâtın belli başlılarının isimlerini sayayım:
a) Tesanüd Grubu,
b) İstiklâl Grubu,
c) Müdafaa-i Hukuk Zümresi,
d) Halk Zümresi,
e) Islâhât Grubu.
Bu hiziplerden başka, isimsiz olarak, hususî maksatlar etrafında bazı küçük teşekküllerin de hâl-i faaliyette bulundukları mahsûs idi.
Efendiler, bu isimlerini saydığım hiziplerin her biri Meclis müzâkerâtında temîn-i inzibat ve tevhîd-i ârâ maksadıyla teşekkül etmiş oldukları halde mevcudiyetleri aksini bâis oluyordu.
Fi’l-hakika adetleri çok, azaları mahdûd olan bu hizipler, biribiriyle müsabakaya kalkışmışlar ve yekdiğerini dinlememek yüzünden adeta Meclis’te bir şûriş vücûduna sebep olmaya başlamışlardı. Bilhassa Teşkilât-ı Esasiye Kanunu Meclis’ten çıktıktan sonra, yani Kânunusani 337 evahirinde, Meclis azalarının ve teşekkül eden hiziplerin, her meselede ale’l-ıtlak iştirak ve ittihâd-ı mesâilerini temîn etmek, bir kat’ daha müşkil olmaya başladığı görülüyordu. Çünkü Misak-ı Millî’nin tespit ettiği esâsâtta, bilâ-kayd ü şart müttehid ve müttefik olan fikirler ve emeller, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nun vaz’ ettiği nokta-i nazarlarda tamamen iştirak etmiş manzarasını arz etmiyordu. Mevcut hizipleri birleştirmek veyahut mevcut hiziplerden birini takviye ederek iş görmek için, bi’l-vasıta çok çalıştım. Fakat bu suretle hâsıl olan neticelerin pâyidâr olamadıkları görüldü. İşe bizzat müdahale zarurî olmaya başladı. Nihayet, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Grubu unvanıyla bir grup teşkiline karar verdim. Bu grup için yaptığım programın başına bir madde-i esasiye koydum. Bu maddenin ruhu, iki noktadan ibaretti: Birinci nokta, grup, Misak-ı Millî esâsâtı dairesinde memleketin tamamiyetini ve milletin istiklâlini temîn edecek sulh u müsalemeti istihsal için, milletin bi’l-umûm kuvâ-yı maddiye ve maneviyesini icap eden hedeflere tevcîh ve istimâl edecek ve memleketin resmî ve hususî bi’l-umûm teşkilât ve tesisatını bu maksad-ı esasîye hâdim kılmaya çalışacaktır.
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle