Mustafa Kemal Atatürk - Vesika 191-200
Vesika 191
Numara 325 |
Harbiye’den, 9.11.35 |
Sivas’ta K. O. 3 Kumandanlığı’na
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine:
- İntihâbatın daire-i selâmette cereyânı ve Meclis-i Meb ’usan’ın İstanbul’da toplanması ve teşkilât-ı milliye namına umûr-ı hükümete müdahale edilmemesi hakkında hükümetin tarafınıza evvel ve âhir vâki olan tebligatı kat’îdir. Nerelerde ne yolda müdâhalât vâki olduğu istifsâr olunmakta ise de müdâhalât-ı vâkıâ misâl iradına ihtiyaç göstermeyecek derecede âşikâr ve müteaddid telgrafnamelerinizde dermeyan olunan metâlibin de aynı mahiyette olduğu derkârdır. Hükümet beyannamesinde tespit ve ilân edilen bî-taraflıktan ayrılmayacağı cihetle teşkilât-ı milliyeye muhâlif ictihatta bulunanların tazyik ve tecziyesi cihetine gidemez. Fakat bunlar meyânında bir takım kimselerin muhâlif-i kanun ef’âle cür’et edecekleri sâbit olursa haklarında lâzım gelen muamele-i kanuniyeyi de bilâ-tereddüt tatbik eder. Maahaza teşkilât-ı milliyeye mensup olanların müdâhalâtına nihayet verilemediği halde yalnız muhâliflerle uğraşmak hükümetin taht-ı tesir ve nüfûzda olduğuna delâlet edeceğinden, evvel emirde teşkilât-ı milliyenin itilâf-ı vâki mûcibince kabineye tamamen itimat ve icrâât-ı hükümete inkıyâd eylemesi zaruridir. Zaten bu maksat temîn olunmadıkça ve memlekette yalnız bir hükümet mevcut olduğuna kanaat husûle gelmedikçe Sulh Konferansı’na davet olunmaklığımız mümkinâttan değildir. Düvel-i Mütelife mümessillerinin beyânâtı da bunu müeyyitdir. Şimdiki hal bir müddetçik daha devam edecek olursa heyet-i vükelânın çekileceği muhakkaktır.
- Kabinenin fikrini ber-vech-i bâlâ arz ederim efendim.
Harbiye Nâzırı
Cemal
Vesika 192
Şifre |
Sivas, 12/13.11.35 |
Harbiye Nâzırı Cemal Paşa Hazretlerine
C: 9.11.35 tarih ve 325 numara.
Teşkilât-ı milliyenin memleket ve millet için hayat ve memât meselesi olduğu pek muhik olarak hükümet-i seniyece de tasdik ve kabul buyurulmuş ve hatta Meclis-i Millî’nin ictimâından sonra dahi beka ve devamı arzusu ile endişe-i vatana ma’tûf hissiyât-ı milliyetperverâne ve efkâr-ı sâibe ve dûrbînâne izhâr kılınmıştır.
İntihâbat mücadelesi o derece serbest cereyân etmektedir ki en müterakkî ve medenî memleketlerde bile bu suretle müdahalesiz bir intihap vâki olmamıştır zannındayım. Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ve Heyet-i Temsiliyemizin gayr-i meşrû’ bir tesir ve müdahalesi olmamıştır ve olmayacaktır. Her şahıs namzetliğini kendisi vaz’ etmektedir.
Meclis-i Meb’ûsân hakkındaki mütâlaatımızı arz etmiştik. Bu mütâlaanın kabul ve adem-i kabulünde bi’t-tabi hükümet tamamen serbesttir. Heyet-i merkeziyeler vasıtasıyla efkâr-ı umumiye-i milletin istimzâc kılındığı ve neticesinin arz edileceği evvelce bildirilmiştir. Bundan sonra da hükümet-i seniyece kararında sebat etmek veya etmemek yine hükümete ait bir husustur.
Asayiş ve inzibatın temînine, vahdet-i milliyeyi ihlâl ve teşkilât-ı milliyeyi imhâya çalışan İngilizler ve muhipleri, Nigehbâncılar ve Hürriyet ve İtilâf gibi milletin mahvına teşebbüs edenlere dair kabine nezdinde murahhasımız olan zât-ı devletleri vasıtasıyla vukubulmakta olan ma’rûzâtımızın müdahale mahiyetinde telâkki buyurulması her halde hulûs-ı niyetimizle kabil-i telif görülmemektedir.
Teşkilât-ı milliyeye muhâlif ictihâdta bulunanlar ancak memleket ve millete düşman olanlardır. Hükümet-i seniyenin bunların menâfi-i memleketi ızrar eden ictihâdlarını hüsn- i telâkki etmemesi pek tabii ve lâzımdır. Şüphesizdir ki bu icttihâdât ef’ale geçmedikçe müdahale edilemez. Adapazarı, Karacabey, Bozkır hadiselerinin ef’âl-i cürmiyeden oldukları müstağni-i arzdır.
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ne ve teşkilâtına gelince: hükümet- i seniye ile yaptığı itilâfa sadık ve âmâl-i hükümete her hususta müzâhirdir. Hükümetin şâyân-ı itimat görmediği ef’âlinin önünü almaya tesebbüs etmesini inkıyâdsızlıkla ittiham pek haksızlık olur. Meselâ Niğde’den ahali tarafından tard olunmuş Mutasarrıf Cavit Bey’in Aydın Mutasarrıflığı’na tayin edilmiş olmasını doğru görmemek, binâenaleyh bu pek sakîm ve hatarnâk muamelenin tashihini istirham eylemek bu zatın gittiği yerde halk tarafından adem-i kabulü suretiyle tahassul edecek vaziyet-i elîmenin hudûsuna mümânaat kaygusundan başka bir şey değildir.
Beyânât-ı vâkıâlarından anladığımıza göre hükümet-i seniye teşkilât-ı milliyenin mevcudiyetini ihtimal ki zâid görüyor. Fi’l-hakika keyfiyet bu merkezde olup teşkilât-ı milliyeye ihtiyaç olmaksızın memleketi tahlîs edecek kuvvete mâlik bulunuyorsa ona nazaran esbâbına tevessül edilmek üzere vâzıhan emr ü iş’ârını arada her türlü su-i tefehhümün izâlesi için arz ve istirham eyleriz.
Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal
Vesika 193
Harbiye Nezareti
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine mahsustur
Maruz-ı âcizidir.
Bu âna kadar vukubulan muhhaberât, serd edilen mütâlaat âtideki nikata münhasırdır:
1– Meclis-i Meb’ûsân İstanbul’dan başka bir mahalde tecemmu etmeli,
2– Kuvâ-yı Milliye ruhuyla mütehassis olmayan memurlar tebdil edilmeli,
3– Hürriyet ve İtilâf’a mensup sâbık kabine erkânından bazıları ile bazı zevât-ı sâire mücâzât edilmeli.
- a) Bu birinci mesele kabinenin müteaddit müzâkerât günlerini tamamen işgal etti. Mahâfil-i ecnebiye Paris Konferansı’nın Rumeli ile İstanbul mıntakasının beynelmilel bir hale ifrâğı tasavvurlarını ihtar ederek tehlikeyi ihsâs ettiler. Muhâliflerin İstanbul’da bile meclise iştirak etmezlerken harice gitmeyecekleri gün gibi âşikâr ve bu hali nelere vesile ittihâzından çekinmiyecekleri ise derkâr görüldü.
Zât-ı şâhânenin bu meseleye rıza gösteremiyecekleri tamamen anlaşıldı.
Kuvâ-yı işgaliyenin Meclisi Meb’ûsan’a taarruzlarının belki devlet-i aliyye için hayırlı neticeler verebileceğini Amerikalılar ihsâs ve hatta izhâr ettiler. Ve bu taarruzu ihtimal dairesinde göremediler.
- b) Kuvâ-yı Milliye ruhuyla mütehassis olmayan memurların kodamanları işgal ordularına adeta istinâd etmiş vaziyettedirler. Derhal bunlar hakkında yapılacak muamele mümânaata ma’rûz kalacak, hükümet fena bir vaziyete girecekti. Zaten intikam siyaseti bu vatanı senelerce ne hale koymuş idi. Şahsî ictihâdlara hürmetle beraber asayişe taallûk edecek derecedeki ef’âlin men’i, delâilin vücûduyla beraber kabil ve nâfi olacaktı ve kabine bu bâbda tedricî bir silsile takibini düşünmüş ve tatbikine teşebbüs etmiş idi.
Ne çere ki birinci maddede arz ettiğim gibi Kuvâ-yı Milliye itilâf esaslarını kabul ettiği halde Ankara valisini kabul etmemekle, Bozkır hadisesindeki muvaffakiyeti kendi vatandaşlarımıza karşı müntekim ve kahir bir muvaffakiyet halinde ilân etmesiyle, Antalya mutasarrıfı hakkında, merhum Kemal aleyhine şehadet etmek cürmünü esas tutarak tebdilinde ısrar göstermekle ve bilhassa ve en mühim hususiyetle Meclis-i Millî’nin İstanbul’da adem-i in’ikadı fikrinde devam etmekle kabineyi günlerce bu işlerin müzakeresine mecbur ve icrââtında teenniye sevk etti. Heyet-i Temsiliye hariçteki memurlar için resmî memurların şikâyetlerini usûl kabul ederse hükümet hâkim veyahut iki hükümet mevcut olduğu fikrini ta’dîl etmiş olur. Meclis-i Millî’nin mahall-i ictimaına çabuk karar vermekle müzaheret vaad eylediği kabineyi bütün müşkilâttan kurtarmış olur. Şimdi hükümet hiçbir kuvvete müstenid değildir ve bu hali umum hissetmiştir.
- c) Sâbık kabine erkânının derhal tecziyesi değil, delâil-i kanuniye bularak usûl-i kanunî dairesinde muameleleri muvâfık olacağının zarurî bulunduğunu arz etmiştim. Çünkü ekseri müstenidtir. Meselâ polis müdürünün tebdilinde bu hal tamamıyla tezâhür etti. Aydın valisinin tebdili halinde yerine tayin olunacak zatın kabul ettirilmesi gibi bir mesele karşısında kalınacağı anlaşıldı. Nitekim Adana’da bu hal görüldü.
Zaten kabineyi müşkil vaziyete sokmak için ecânib ve muhâlifler şedîd çalışmaktalarken kabinenin Kuvâ-yı Milliye tarafından da müşkilâta uğratılması başka bir şekilde neticeler veremezdi. Çünkü Mütelifîn mümessilleri de bunu böylece his ve kabul etmişlerdir ve hatta memleketi normal bir vaziyette görmedikçe sulh müzâkerâtına başlanamayacağını da ihsâs ve hatta ihtar ettiler. Kabine polis müdürü hakkındaki bu müşkilâtı meselâ yanına bir muâvin tayin etmek, İstanbul muhafızlığının şeklini tam bir idâre-i örfiye haline muvâfık bir şekle sokarak İstanbul’un asayişini tamamen muhafızlık uhdesine vermek suretiyle İstanbul zabıtasını eline almak çarelerini de düşündü. Fakat arz ettiğim gibi esaslı bir teşebbüs için dayandığı kuvvetin ciddiyetine hâlâ inanamadı.
Meselâ Dahiliye Nâzırı bu kuvvete ihtiyaç gösterenlerin başında desem mübâlâğa olmaz. Ancak bu zatta hükümetçilik hissi galiptir. Bu his okşanmak suretiyle bu zatın azminden, fikrinden pek mühim istifadeler temîn olunabileceğine ben kaniim.
- d) Anadolu’ya gönderilen Fevzi ve Hurşit Paşalar heyetleri Bozkır hadisesi ve hatta intihâbat gürültüleri hakkındaki şikâyetleri bahane ile tahkikata kıyâm eden Mütelifîn’in hareketlerine mümânaat maksadından tevellüd etmiştir.
Zât-ı devletleriyle rüfeka-yı muhteremeye takdim-i ihlâs ve ihtirâmât eyler ve İstanbul muhîtindeki mesâinin ma’rûz bulunduğu müşkilât-ı adîde derpîş buyurularak âna nazaran azamî muâvenet ve müzaheret-i devletlerini ricâ eylerim efendim. 10 Teşrinisani 335
Harbiye Nâzırı
Cemal
Hulâsa: Kabine düşerse gelecek kabinenin şekil ve rengini tayin şimdiden mümkün değildir. Geçen kabine şekil ve renkte tezâhür ederse vatan muhakkak surette zarar ve felâkete sürüklenmiştir ve bu hali bekliyenler çoktur.
Vatan sulhun serî akdine cidden muhtaçtır. Temâdisi hiçbir şey olmasa iktisaden felâketi mûcibdir. Bizim için sulh ise Kuvâ-yı Milliye’nin hükümetle itilâf-ı tâmmıyla husûl bulabilecektir. İkinci derecede intihâbatın cereyânı ve meb’ûsların şahsı memlekette sükûnu temîn edecektir. Muhâlifler ve ecânib meclisin küşâdına mümânaata karar vermişlerdir. Heyet-i Temsiliye de bu mümânaata mahal münazaasıyla devam ederse işimiz Allaha kalıyor demektir.
Cümlenize karşı hürmetlerim kemâl-i hararetle bakidir efendim.
10 Teşrinisani 335
Harbiye Nâzırı
Cemal
Vesika 194
Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Harbiye, 24.11.35
1– Devletin umûr-ı dahiliye ve siyasiyesi kat’iyen iştirak kabul etmez. Evvel ve âhir mevrûd telgrafnamelerinden bu bâbda müdâhalâtta bulunulmadığı iş’âr kılınmakta ise de hükümetçe tayin olunan bazı memûrînin mahall-i memuriyetlerine gidememesi ve Menteşe mutasarrıfı gibi kanunen taht-ı muhakemeye alınması lâzım gelenlerin mahall-i memuriyetlerinde ibkasında ısrar olunmakla beraber murahhas sıfatıyla Sivas’a gönderilmesi ve Antalya mutasarrıfının Nazilli’ye azîmete icbâr kılınması Aydın vilâyetinden Hariciye, Dahiliye Nezaretlerine çekilecek şifre telgrafnamelerin telgrafhanece adem-i kabulüne dair Nazilli Kuvâ-yı Milliye kumandanı tarafından emrolunması gibi hâdisât umûr-ı hükümete müdahaleden gayri manayı tazammun edemez.
Şu ahvâl taahhüdât ve temînat-ı vâkıânın icap eden mahallere tebliğ olunmadığına veyahut tebligat-ı vâkıânın mahallerince ısga edilmiyerek istenildiği vechile hareket olunduğuna delâlet edeceğinden hakikat-i madde her neden ibaret ise sür’at-i mümkine ile iş’âr buyurulması.
2– Kabinenin nokta-i nazarı ber-vech-i bâlâdır. Su-i tefehhümâtı izâle edecek tatmînkâr cevâb-ı âlilerine muntazırım efendim.
Harbiye Nâzırı
Cemal
Vesika 195
Şifre |
Sivas, 27.11.335 |
Harbiye Nâzırı Cemal Paşa Hazretlerine
Kabinenin nokta-i nazarını müş’ir 24.11.35 tarihli telgrafname heyetimizce mütâlaa olundu. Bugüne kadar arada cereyân etmiş olan muhhaberâta nazaran vaziyetin heyet-i hâzıra-i hükümetçe tamamen anlaşılmış ve Heyet-i Temsiliye’nin yegâne emelinin hükümetin takviye-i nüfûzuna ve bu bâbdaki mesâi-i masrûfemizin hükümet-i sakıtadan mevrûs intizamsızlıkların düzeltilmesine ma’tûf bulunduğuna kanaat getirilmiş olduğu ümidinde idik.
Vatan ve milletin halâs ve necatı uğrunda hükümet-i seniyeye kemâl-i samimiyetle müzaheret ve muâvenet düstûrü’l-harekâtımız olduğundan her türlü su-i tefehhümâtın izâlesi maksadıyla ita kılınan ber-vech-i âti cevâbımızın heyet-i celîleye arzına tavassutu devletlerini istirham eyleriz:
1– Devletin umûr-ı dahiliye ve siyasiyesinin kat’iyen iştirak kabul etmediği bir hakikat olmakla beraber emsali nâ-mesbûk vaziyet-i hâzırada, vatan ve milletin mukadderâtını ancak temîn edecek olan ve hükümet-i seniyenin de lüzûm-ı mevcudiyetini takdir ve vücûb-ı temâdisini tasdik eylediği teşkilât-ı milliyeyi bilerek bilmiyerek zaafa dûçâr eyleyecek ve vahdet-i milliyeyi ihlâl edecek hiçbir muameleye milletin muvafakat edemiyeceği de pek meşrû’ ve tabiidir.
2– Evvel ve âhir arz olunduğu vechile umûr-ı hükümete müdahale olunmamaktadır. Mahall-i memuriyetine gidemeyen yalnız Ankara valisidir ki bunun da sebep ve illeti . . . . tarih . . . . numaralı şifre ile mufassalan arz edilmişti.
Milletin, esasen kendisi ile hem-efkâr olduğunu ve istinâdgâhını azm ve irâde-i milliye teşkil eylediğini ilân eden hükümet-i hâzıradan her şeyden evvel hükümet-i sakıta tarafından harekât-ı meşrû’a-i milliye aleyhinde tatbik edilmiş olan gayr-i kanunî muâmelâtın tashihini bekler iken aleyhdârı olduğundan dolayı ta’mîmen teşhir ve Niğde’den tard eylediği Mutasarrıf Cavit Bey’in . . . mahalle, Kayseri’de işten el çektirdiği Ali Ulvi Bey’in tayin edildiğini görmesi velhâsıl bazı ikinci tabaka memurînin şekl-i sâbıkını muhafaza ile Ferit Paşa zihniyetini elân yaşatmakta olduğunu hisseylemesi Heyet-i Temsiliye’nin aradaki vifak ve itilâf-ı tâmme dair tebligat-ı mükerreresine rağmen milleti müteessir etmekte ve Heyet-i Temsiliyemizi müşkil bir vaziyete sokmaktadır. Bu yüzden vâki olacak müdâhalâtla nüfûz-ı hükümetin kesredilmemesi için her fırsatta istirhamatta bulunulmuş, Dahiliye Nezareti’nin vaziyeti müdrik olarak bir hatt-ı hareket tayin eylemesini sırf selâmet-i millet ve vatan endişesi ile mükerreren arz eylemiştik.
Aynı sebebe mübteni olmak üzere Antalya mutasarrıfının da . . . tarih . . . numara ile kaldırılması lüzumunu istirham eylemiştik. Halbuki bu zat da elân makamında ibka ediliyor. Ahîren Antalya heyet-i milliyesinden mevrûd raporla mutasarrıf-ı mûmâileyhin mel’aneti yüzünden İtalyanların nihayet emellerine nâil olarak Antalya’da Banko di Roma şubesini küşâd eyledikleri, daire-i âidesinden tohumluk ihtiyacı defedilmediğinden ahalinin meyusiyeti ve hükümet-i mahalliyenin lâkaydîsi yüzünden yirmi sene müddetle, faizle, bedel-i icarla ahali-i Müslime’nin arazisini kable’l-işgal Trablusgarp’ta olduğu gibi ellerinden almakta oldukları bildirilmektedir. Tabii bu hal böyle devam ederse Antalya mutasarrıfını, hayat ve memâtı için düşmanla pençeleşmekte bulunan Aydın Kuvâ-yı Milliyesi pek haklı olarak Nazilli’ye celp eder ve buna Heyet-i Temsiliyece de artık itiraz imkânı kalmaz.
3– Demirci Mehmet Efe tarafından Sivas’a gönderilmiş olup avdet eyleyen Hilmi Bey’in mahkûmiyeti ve memuriyet-i sâbıkası bizce mechûldür. Hükümet-i sakıtanın acz ve ihaneti yüzünden kendi ırz ve namuslarını bi’l-fiil ve bizzat müdafaaya mecbur olan Aydın cephesi Kuvâ-yı Milliyesi’nin makam-ı akdes-i hilâfete sadık ve vahdet-i milliyeye kaviyen merbût olan fedakâr bir cüz’ü tarafından gönderilen murahhasın bizce gayr-i ma’lûm esbâbdan dolayı bir şey yapılamayacağı da âşikârdır. Mûmâileyhin kanunen taht-ı muhakemeye alınması icap ediyorsa hükümet icrâât ve harekâtında bi’t-tabi muhtardır.
4– Aydın vilâyetinin şifreli telgrafnamelerinin adem-i kabulüne dair ma’lumâtı yoktur. Tahkik ediyoruz. Neticeye göre hareket edeceğiz.
Hulasaten arz edelim ki heyetimiz imzası tahtındaki taahhüdâtına tamamıyla sadıktır. Ve bu taahhüdâtı aynen ifa etmektedir. Şu kadar ki taahhüdât mütekabil olmak gerektir. Halbuki hükümet-i celîleleri Salih Paşa Hazretlerinin imzası tahtındaki taahhüdât ve notların henüz hiçbirisini ifa eylememiş ve varsa esbâb-ı mânia dahi bildirilmemiştir. Arz-ı tazminat eyleriz.
Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal
Vesika 196
Sivas, 17.11.35
Çürüksulu Mahmut Paşa Hazretlerine
31 Teşrinievvel 35 tarihli Tasvir-i Efkâr gazetesinde Bosphore gazetesi muharrirlerinden birine vâki beyânât-ı devletlerinde “Ermenilerin fazla mutalebâtına hak vermeksizin hudutlarda bazı tashihatın icrasına razı oluruz” denildiğini okuduk. Şarkî Anadolu’da Ermenistan lehine tavizât-ı arziyede bulunulacağı vaatini mutazammın olan bu cümlenin sulh komisyonu azasından bir recül-i devlet tarafından sarf edilmiş bulunmasının Şarkî Anadolu ahalisinin pek muhik olarak son derece mûcib-i infial ve teessüfü olduğunu beyan eyleriz. Milletin Erzurum ve Sivas Kongreleri mukarrerâtı ile Ermenistan’a bir karış toprak bile terk etmeyeceğini ve hatta hükümet bu kabîl bir mecburiyet-i elîmeye ser-fürû eylemek ıztırında kalsa bile kendi hukuk-ı meşrû’asını bizzat müdafaaya azmeylemiş bulunduğu cihana ilân edilmiş olduğundan bu azim ve karar-ı millinin herkesten evvel ihzârat-ı sulhiye komisyonu aza-yı kirâmınca ma’lûm ve mutâ bulunması lüzumunu arz ederiz.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti Heyet-i Temsiliyesi namına
Mustafa Kemal
31 Teşrinievel 335 tarih ve 2887 numara
Çürüksulu Mahmut Paşa’nın Beyânâtı
Â’yân azasından Çürüksulu Mahmut Paşa Bosphore gazetesi muharrirlerinden birisine vaziyet-i siyasiyemiz hakkında ber-vech-i âti beyânâtta bulunmuştur:
Sulh hazırlıkları:
— Şimdilik konferansın davetine intizâr ediyoruz. Bu davetin yakında vukuunu ümit edelim. Memleketin o kadar halecânla beklediği bu zamana kadar aradaki vakitten istifade etmeye çalışıyoruz. Sulh komisyonu bütün mesâili tetkik etmektedir. Komisyonda en iyi mütehassıslar vardır ve mesâisini teshîl için tâlî encümenler de teşkil etmiştir.
Türkiye’ye bırakılacak arazi:
— Türkiye’ye bırakılacak arazinin nelerden ibaret olacağına ihtimal veriyorsunuz?
— Bunu söylemek öyle bir faraziye olur ki, her zaman doğru çıkmaz. Yalnız Arap vilâyetlerinin imparatorluktan fekkine dair ecnebi matbûatının başlıca bize verdiği umumî iş’ârâta vâkıfız. Erivan pâyitaht olmak üzere müstakil bir Ermenistan ise artık teşkil edilmiştir, Ermenilerin fazla mutalebâtına hak vermeksizin hudutlarda bazı tashihatın icrasına razı oluruz. Batum serbest liman oldukça, Ermenistan için denize iyi bir mahrec olur. Aynı suretle Azerbaycan ve Gürcü hükümetleri de istifade ederler. Mutedilâne idâre edilecek bir tarz-ı hal, bu memleketlerden bir cemâhîr-i müttefika meydana getirebilir.
Trakya ve İzmir meseleleri:
Trakya’ya gelince, Bulgarlardan alınan arazi üzerinde bir état tampon vücuda getirilmiş olması hoşumuza gider. Trakya Türk’tür. Wilson prensiplerine nazaran da bugünkü gibi Türk kalması lâzımdır.
İzmir ve Aydın vilâyeti için haklarımız gayr-i kabil-i münakaşadır. İzmir’e malikiyet, memleketimiz için bir ihtiyac-ı hayatidir. Kat’iyen ecnebilere karşı bir hareket-i hasmâne mahiyeti hâiz olmayan harekât-ı milliyenin Yunan işgalinin netice-i tabiiyesi olduğunu temîn ederim.
Türkiye’nin müstakbel idâresi:
— Türkiye’nin müstakbel İdare-i siyasiyesi hakkında kanaatiniz nasıldır?
— Emelimiz, düvel-i muazzama tarafından istenilen temînatı ita etmekle beraber onların müşaveret ve muâvenetlerinden istifadedir. Konferans, kendiliğinden bir manda meselesinin cihet-i tatbikiyesini düşündüğü için bunun derece-i imkânını tetkik ettik. Fransa veyahut İngiltere bu vazifenin icrasına muktedir olamadıklarından veya istemediklerinden konferans, geriye kalan Amerika’ya mürâcaat etmiştir. Bize göre Amerika mandası tayin edilecek bazı şerâit dahilinde kabil- i kabûldür. Fakat Washington Kongresi’nin bu bâbda bir karar itasından evel bir şey kestirmek kabil değildir. Beyne’l-müttefikîn bir kontrol meselesine gelince, gerek iktisaden, gerek hukukan bunun keyfiyet-i tatbiki müşkildir.
Vesika 197
Pangaltı, 20.11.35
Sivas’ta K. O. 3 K.
İzmit ve havalisine giden memurumuzun bakıye-i raporu: Gebze kaymakamı muhâlif olarak öteden beri tanınmıştır. Sakıt kabine zamanında Gebze’ye Kuvâ-yı Milliye gelince korkusundan kaçmış ve bi’l-âhire gelmiş ise de kaza kaymakam vekili ve müftü-i sâbıkın da bir mevki sahibi olması arzusu, hakkında şikâyet etmelerini mûcib olmuştu. Bi’l-âhire kaymakamın da şımarıklığından dolayı envâ-i fecâyie cür’et eden Yahya Kaptan’ın fenalıklarını örtmeye ve evvelce Gebze’ye gelen ve Nigehbâncılığı tevâtür derecesini bulan ahlâksız Mülâzım Hakkı Efendi ile teşrik-i mesâiye ve Üsküdar Mutasarrıflığı ile gizli muhhaberâta başlayarak Kuvâ-yı Milliye’ye leke sürmeye sâi olduğu anlaşılmış olmakla becayişinin ezher-cihet müfîd olacağı kanaati dairesindedir efendim. (Kara Vasıf).
Çanakkale Mevki-i Müstahkem Kumandanı
Miralay
Şevket
Vesika 198
Şifre |
Sivas, 24.11.335 |
Dersaadet Çanakkale Mevki-i Müstahkem Kumandanı Miralay Şevket Beyefendi’ye
C: 20.11.35
Gebze kaymakamı hakkındaki teklif bizce de pek muvâfık görülmektedir. Harbiye Nâzırı Cemal Paşa Hazretleri vasıtasıyla icap edenlere anlatınız ve yerine sahib-i namus ve şâyân-ı itimat bir zatın tayin ve i’zâmını temîn buyurunuz.
Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal
Vesika 199
Mühim ve gayet müstaceldir |
Kuşcalı, 24.11.35 |
Sivas’ta Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine
Bendeniz size iki gün evvel İzmit’ten tavsiye edilen Yahya’yım. Emriniz üzere telgraf başında emirlerinizi telâkki etmeğe geldim. Nihayet yarın akşama kadar Kuşcalı telgrafhanesindeyim.
Yahya
Vesika 200
24.11.35
İzmit merkezi vasıtasıyla Kuşcalı telgrafhanesinde Yahya Efendi’ye
Bulunduğunuz havalide kuvvetli bir teşkilât yapınız. Adapazarı Kaymakamı Tahir Bey vasıtasıyla bizim ile tesis ve temîn-i irtibat eyleyiniz. Şimdilik hazır bulununuz.
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
Reisi
Mustafa Kemal
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle