Mustafa Kemal Atatürk - Nutuk/3. bölüm/Ali Rıza Paşa Kabinesi
Efendiler, Ferit Paşa Kabinesi’nin sukutunu ve Ali Rıza Paşa’nın kabine teşkiline memur edildiğini 2/3 Teşrinievvel 335 tarihinde yazdığım bir ta’mîm ile bütün millete iblâğ ettim. Bu ta’mîmin bir suretini de, berâ-yı ma’lumât kaydıyla, yeni sadrazama verdim (Vesika: 127).
2 Teşrinievvel günü yeni kabine reisiyle temas aramıştık. Ertesi gün Meclis-i Vükelâ’nın ictimâı esnasında Heyet-i Temsiliye ile görüşecekleri vaad edilmişti.
Arz ettiğim bu ta’mîmde belli başlı noktalar şunlardı:
- Yeni Kabine, Erzurum ve Sivas Kongrelerinde tayin ve tespit edilen teşkilât ve makasid-i millete riayetkâr olduğu takdirde, Kuvâ-yı Milliye ona müzâhir olacaktır.
- Yeni Kabine, Meclis-i Millî’nin in’ikadıyla murakabe-i fiilîye başlayıncaya kadar mukadderât-ı millet hakkında bir gûnâ taahhüdâta girmeyecektir.
- Sulh konferansına tayin olunacak murahhaslar, milletin bi-hakkın âmâlini müdrik ve itimâdına mazhar ehl-i vukûf ve iktidardan intihâb olunacaktır.
Beyannamede, bu saydığım esasların yeni kabine tarafından kabul edilmesi teklif edileceği tasrih edildikten sonra, “bu bâbda başkaca mütâlaaları varsa yarın zevâle kadar sür’at-i iş’ârı” temenni edildi.
3 Teşrinievvel 335 günü Sadrazam Ali Rıza Paşa’ya yazdığım telgrafta, “millet, şimdiye kadar re’s-i kârına geçenlerin, Kanun-ı Esasî’ye ve âmâl-i milliyeye münâfi harekâtından müteessir oldu. Bundan dolayı hukuk-ı meşrû’asını tanıtmak ve mukadderâtını ehil ve emin ellerde görmek karar-ı kat’îsini verdi. Lâzım gelen teşebbüsât-ı azimkârâneye tevessül etti. Teşkilât-ı muntazamaya tâbi Kuvâ-yı Milliye, irâde-i kat-iye-i milleti, tamamen izhâr ve isbât kudretini ihrâz eyledi.
Millet, pâdişâhın emn ü itimâdı olan zât-ı fehamet-pen â hîleriyle rüfeka-yı kirâmınızı, müşkil vaziyette bırakmak istemez. Bilakis müzâhir olmaya bütün samimiyetiyle hazırdır. Ancak Heyet-i Vükelâ meyânında Ferit Paşa ile teşrik-i faaliyet eylemiş nuzzârın mevcudiyeti, heyet-i celîlelerinin nokta-i nazarlarıyla, âmâl-i milliyenin derece-i mutabakatını, kemâl-i hulûs ile anlamak mecburiyetini hâsıl eylemiştir. Milletçe, emniyet-i tâmme tahassul etmedikçe, atılmış olan hatve-i salâhın tevkîfi ve yarım tedbirlerle iktifâ olunması, gayr-i câiz görülmektedir. Binâenaleyh şu hususâtın sizce kabul edilip edilmeyeceğini kat’î ve sarîh anlamak isteriz” dedik ve ta’mîm münasebetiyle zikrettiğim üç esası ta’dâd ettik. Ba’dehu, “bu nikat-ı esasiyede mutabakat hâsıl olduğu anlaşıldıktan sonra, ahvâl-i gayr-i tabiiyenin izâlesi maksadıyla, bazı ma’rûzât-ı tâliyede de” bulunacağımızı bildirdik (Vesika: 128).
Ali Rıza Paşa, bugün, berâ-yı tahlîf, saraya gideceklerinden telgrafımıza yarın cevap verileceği bildirildi.
Yorumlar
Yorumları Göster Yorumları Gizle