Sürücüsüz Otomobillerin Geleceği

Sürücüsüz otomobiller; çevresindeki her şeyi algılamak için sahip olduğu çeşitli sensörler aracılığıyla insansız olarak hareket etme yeteneğine sahip olan otomobillerdir. Günümüzde trafiğin artması, insanların yaşam koşullarının zorlaşmasıyla beraber insanlar teknolojinin de yardımıyla daha basit duruma getirebilen araçlar yaptılar. Sürücüsüz otomobillerin şehirlerarası ve şehir içi yollarda dolaşımı yavaş yavaş insanların yerini almaktadır. Çekicilerin hatta kargo taşıyan araçların bile sürücüsüz araç alt yapısıyla birleşeceği tahmin edilmektedir. Bundan sonra ise insanların tek düşüneceği şey güvenli ve temiz bir yoluculuk yapmaktır.

Amerika Birleşik Devletlerinde 2020 ile 2030 yılları arasında sürücüsüz arabaların, sürücülü arabalara göre %61’den fazla olacağı tahmin edilmektedir. Sürücüsüz (otonom) araba teknolojisinin gelişmesiyle birlikte 2030 yılından sonra ABD’de sürücüsüz araç sayısı yaklaşık olarak %75’in üzerine çıkabilecektir.

Günümüzde sürücüsüz araçları İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya, ABD, Japonya, Çin, Güney Kore gibi sanayisi iyi olan devletler ağırlık verecektir. Bu alanda liderlik yapan firmalar ise; Tesla, Google, Ford, GM, Lyft gibi şirketler olacaktır. Bu şirketlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.

Sürücüsüz Otomobillerin Tarihi

Aslında sürücüsüz otomobil fikri ilk olarak KITT Knight Industries Two (Kara Şimşek) adlı bilim kurgu dizisinden çıkmıştır. Bu dizi vasıtasıyla ortaya çıkan fikir 1980 yılında Mercedes-Benz mühendisi “Ernst Dickmanns”ın icat ettiği kamera ile kendi kendini kontrol altına robotik otomobil üretmiştir. Ondan sonra ise 1994 yılında Ernst Dickmanns Daimler benz ve Vita-2 isimli otomobiller üreterek Paris’te trafik sıradan bir durumdayken saatte 130 km. hız yaparak 1000 km. yol gitmeyi başarmıştır.

2007 senesinde ise Darpa ajansı tarafından uygulanan şehir içi yarışlarda sürücüsüz arabalar yoldaki trafik kurallarına uyarak yayalara, yoldaki direklere, başka nesnelere ve araçlara çarpmadan 97 km. olan bir parkurda 6 saatten az bir zamanda bitirmeye çalışmıştır.

2010 yılında ise Vislap adında bir şirketin düzenlediği yarışmada sürücüsüz dört araç 13 bin km. yol kat ederek yarışmayı başarılı bir şekilde tamamladı. Ekim 2010 yılında da google tarafından icat edilen sürücüsüz araba San Francisco – Los Angeles arasında toplam olarak 230 bin km. mesafe kat etmiştir.

Gördüğünüz gibi teknoloji insanların yaşantısına girdikçe pek çok şeyi çok daha kolay, basit ve rahat hale getirebileceğini bu şekilde anlayabiliriz. Araba teknolojilerinin gelişmesi ile trafik kazalarında da azalmaların ve buna bağlı olarak da ölümlerin önüne geçilebilecektir. Geleceği yönlendirecek olan sürücüsüz araç modelleri belki ilerleyen yıllarda başka marka ve araçlara da uygulanacak. Pilotsuz uçaklar, kaptansız gemiler, vb. gibi. Ayrıca bilişim uzmanlarına göre sürücüsüz araçlar binek araç sektöründe devrim niteliğini taşıyacak özelliklere sahip olmaktadır.

Kaynak:        hangisieniyi.com